* Gördün mü o dini [cezâ’yı] tekzîb edeni? Odur işte iter yetimi ve kayırmaz doyurmak üzere miskini [yoksulu]! Fakat veyl o namaz kılanlara ki namazlarından yanılmaktadırlar; onlar ki mürailik ederler [gösteriş yaparlar] ve yardımlığı sakınırlar (zekâtı vermezler!) (Mâun 107/1-7)

*Oyaladı o çokluk kuruntusu sizleri, tâ ziyaret edişinize kadar kabirleri! Öyle değil, ileride bileceksiniz! Sonra öyle değil, ileride bileceksiniz! Öyle değil, ilm’el-yakîn [yakın biliş) bilseniz, kasem olsun o cahîmi [kızgın ateşi] çaresiz göreceksiniz! Sonra kasem olsun, onu çaresiz ayn’el-yakîn göreceksiniz! Sonra kasem olsun o gün naîmden [nimetten] muhakkak sorulacaksınız! (Tekâsür 102/1-8)

*Arz o sarsıntısıyla sarsıldığı ve arz ağırlıklarını çıkardığı ve insan “n’oluyor buna?” dediği vakit, o gün bütün haberlerini anlatır; çünkü rabbi ona vahy eylemiştir! O gün nâs [insanlar] müteferrik surette [fırka fırka] fırlayacaklardır, amelleri kendilerine gösterilmek için ki her kim zerre miktarı bir hayır işlerse onu görecek, her kim de zerre miktarı bir şer işlerse onu görecek! (Zilzâl 99/1-8)

*Küfredenler -gerek ehl-i kitab’dan olsun, gerek müşriklerden- muhakkak cehennem ateşindedirler, orada muhalled [ebediyyen] kalacaklardır, onlardır bütün şerr’ul-beriyye! (Beyyine 98/6)

*Muhakkak ki iman edip yarar ameller yapanlar onlardır bütün hayr’ul-beriyye! Onların mükâfatı rableri indinde altından ırmaklar akar cennetlerdir, onlar içinde ebediyyen/muhalled [daim] olacaklar! Allah onlardan hoşnut, onlar da O’ndan hoşnut! Bu, işte rabbine haşyet duyanlara! (Beyyine 98/7-8)

*Yaratmadık mı sizi bir hakir sudan, kılıp da onu bir makarda [rahimde] temkin, malûm bir kadere [belli bir süreye] değin?! (Mürselât 77/20-22

*Vay haline o gün, yalan diyenlerin! (Mürselât 77/24)

Kaynak eser: Kur’ân-ı Kerîm ve Meâli, Elmalılı Hamdi Yazır, Hazırlayan ve Notlandıran: Dücane Cündioğlu, Mektup Yayınları)