Kerîm Kur’ân’dan ma’nâlarıyla yedi âyet
“Yoksa siz zannettiniz mi ki, kendi hâlinize bırakılacaksınız da Allah içinizden cihad edenleri; Allah’dan, Resûlü’nden ve mü’minlerden başkasını dost edinmeyenleri bilmeyecek! Oysa Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.” (et-Tevbe, 9/16)
“Siz hacılara su dağıtma işi ile Mescid-i Haram’ın imârını, Allah’a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden gibi mi tuttunuz!? Bunlar Allah katında bir olamazlar. Allah zâlim bir kavme hidâyet etmez.” (aynı sûre, 9/19)
“Ey iman edenler! Babalarınız ve kardeşleriniz imana küfrü tercih ediyorlarsa, onları dost edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.” (aynı sûre, 9/23)
“Allah’ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Ama kâfirler hoşlanmasa da Allah nûrunu mutlaka tamamlamak istiyor.” (aynı sûre, 9/32)
“Allah münâfıkların erkeğine, kadınına ve bütün kâfirlere ebedî kalmak üzere cehennem ateşini vaad buyurdu. Bu onlara yeter. Allah onları rahmetinden uzaklaştırdı. Onlar için devamlı bir azab var.” (aynı sûre, 9/68)
“Artık yaptıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar!” (aynı sûre, 9/82)
“Allah’a ve Resûlüne sâdık kalmak şartıyla ne zayıflara, ne hastalara, ne de sarfedecek bir şey bulamayan fakirlere savaştan geri kalmakta bir günah yoktur. İyilik edenleri ayıplamaya yol yoktur. Allah çok bağışlayıcıdır, merhametlidir.” (aynı sûre, 9/91)
No Comments