“Bu enformasyon kalabalığı arasında yalın anlamları özlemeye vaktimiz olacak mı?”
Gökhan Özcan’ın bu günkü, beni gerçekten çok etkileyen yazısından (“Gelişigüzel sorular” başlıklı yazı, Yeni Şafak, 25 Şubat 2019) bir cümleyi bu yazıya başlık yaptım. Yazarın “Hangi hakikate ne zaman teslim olacağımızı” yürek yakıcı bir tarzda sorduğu bu değerli yazısının birkaç yerinden alıntılar sunmakla yetineceğim; onun sözleri açıklamaya, yorumlamaya gerek duyurmayacak kadar anlaşılır, düşündürücü, etkileyici bulunacaktır iyi yazıya ihtiyaç duyanlarca.”
” Konu ne olursa olsun herkes kişisel performanslarını görünür kılmanın bu kadar peşine düşmüşken, hangi hakikate, ne zaman teslim olacağız? Herkesin her şeyden haberdar olmayı adeta ihtiras haline getirdiği bir yerde, kimin kendisinin hatırını sormak için bir fırsatı olacak?”
“Bugünün dünyasında durum ne; her şey insan için mi var, yoksa insan her şey için mi? Üzerinde etiket fiyatı olmayan herhangi bir şeyin peşine en son ne zaman düştük? Bugün kimseyle paylaşmayıp kendimize saklamak isteyeceğimiz ne yaptık?”
“İnsan, her gün, her yıl, her devirde tarifi değişen bir şey midir? Bir şey olsa ve bir sabah uyandığımızda herkesin hayatları birbirine karışmış olsa, ayırdedebilir miydik acaba kendi hayatımızı diğer hayatlardan?”
“Herkesin gerçeği menfaatine uygun şekilde eğip bükebildiği bir zamanda kaybedilmesinden endişe edebileceğimiz bir şey kalmış mıdır? Umut nerededir; yanlışa zihinlerimizi alıştırmakta mı, yanlışa yanlış demeye devam etmekte mi?”
“Neden biz kendi aklımızdan bu kadar emin iken; dünyada bizi aptal yerine koymak için bu kadar çok çabalayan var? Karşıtlıklar ortak alanları tamamen ortadan kaldırıyorsa, sözün hâlâ var olduğunu iddia edebilir miyiz? En çok sevdiğiniz şey diye sorulduğunda, markası olmayan herhangi bir şey geliyor mu aklımıza? Bilgi çağının bilgelik, iletişim teknolojilerinin muhabbet getirmediği aşikar insanlığa; peki ne içindi bütün bunlar?”
“Kimsenin kimseyi sevemediği bir dünyada iyiliğin madeni nerede aranacak? Herkesin kendini eğlendirmeye şartladığı bir dünyada, sürekli eğlenmenin mümkün olmadığı bir hayat kime yetecek? Neden sormuyoruz hiç kendimize; dillerimizin tasdik ettiği şeyleri ikrar etmekte kalplerimiz neden bu kadar isteksiz davranıyor?”
https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhanozcan/gelisiguzel-sorular-2049431
No Comments