Ali Bayramoğlu yazdı: “Siyasetsiz muhalefet muhalefetsiz demokrasi”

 

Hemen belirteyim ki, yazar, şimdilerde bu yazıda olduğu gibi “muhalefet” derken kurumsal ve resmen temsil olundukları hâliyle CHP ve MHP’yi, daha doğrusu muhalefet adı altında bütün bir bloku kasdetmiyor. Kendilerini destekleyenlerin niceliği yönünden ne durumda olurlarsa olsunlar bir tür muhalefet anlayışını temsil edenleri (siyasi partiler, muhalif/karşıt aydınlar ve yayın organları) kasdediyor. Yazısı okunduğunda bu kolayca anlaşılır ama sırf yazının başlığına bakarak hemen bir çağrışımla yazının içeriği hakkında yanlış bir kanaat edinilmesin diye bu açıklamayı yaptım.

Bu önemli yazıdan bazı alıntılar:

Aşırı siyasallaşma, kutuplaşma ve kavga, her zaman, her yerde, her tartışmayı ana ekseninden saptırır ve araçsal hale getirir.
Siyasi, toplumsal, kültürel, dış ilişkin her meselenin siyasi bir iktidara, siyasi bir partiye, siyasi bir tutuma getireceği zarar ya da fayda çerçevesinde ele alınması, her yeni girdi ya da durumun tek faktöre işaret edilerek açıklanması hali bunun tipik örneklerindendir…
Türkiye uzunca bir süredir bu iklimin en kesif katmanında bulunuyor.
15 Temmuz darbesi bile bu durumu değiştirmedi.
Nitekim darbeden çok, darbenin Erdoğan’a getireceği faydaya hayıflananlar, Gülen cemaatinin ölümcül ve en derin yerlere sızmış dokusunu görmezden gelerek alınan tedbirlere tepki gösterenler, olağanüstü halden istifade ederek iktidarın muhalefeti ekarte etmek için şahsileşmesinden söz edenler hala garip bir elitist muhalefetin ana damarını oluşturuyor.
Kılıçdaroğlu’na yapılan suikast girişimini bile, siyasi partiler arasındaki konsensüse işaret ederek, “AK Parti’yle, faşizmle(!) iş birliği yapan bedelini öder” diye karşılayanlar sadece düşük bir ahlak ve zeka seviyesine işaret etmiyorlar. Aynı zamanda derinde yatan bir öfkenin, siyasi sakilliğin, güvenli evlerden hep birlikte dışarı taş atarken üretilmiş sloganların izlerini taşıyorlar. Kendileri dışında kişisel, kurumsal benzerlerini tam temsil ediyorlar.
(…)
Öneri, fark, umut, alternatif taşımayan itiraz hali, kaba ve karşılıksız muhaliflikten başka ne olabilir?
(…)
Güneydoğu’daki şiddet patlamasına, Cerablus’a, dış politikaya yönelik tutumlara, iç siyaset analizlerine yakından bakın…
Her biri siyasi fayda peşindedir.
(…)
Sorunların ne özü tartışılır, ne de farklı siyasi fikir ve öneriler dillendirilir.
(…)
Sonuç şudur:
Muhalif siyasi partiler, muhalif aydınlar, muhalif yayın organları değişime, sorunların çözümüne ilişkin inançsızlık üretir, böyle bir inançsızlıkla siyasallaşırlar.
(…)
Aşırı ve hastalıklı siyasallaşmanın getirdiği bir tür depolitizasyondan söz etmek pek yanlış olmaz.
(…)
“İktidar cemaat kavgası eski ortakların meselesi, bize ne” gibi tavırlar, “siyasi iktidarın karşı çıktığı cemaatin iyi ve sivil bir şey olması gerektiği” gibi bulanık bakışların, bir dönem zihinleri siyaset ve gerçek dışına itmesi bunun açık bir örneği değil miydi? (…)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked