“CİHADIN VE NİYETİN MİLLETİ (III)”

 

Bu başlık, şair İsmet Özel’in, İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde “DİL İLE İKRAR” serlevhası (üstbaşlığı) altında bir süredir haftada bir (Cuma günleri) çıkan yazılarının 15.sine ait. Bu yazıdan bazı alıntılar sunacağım.

“(…) Müslümanın hayatında mugalataya yer yok. Tekevvününü cihat ve niyet rehberliğinde tamamlamış Türk milletiyiz. Hazırlığımızı tamamlama gücüne erelim diye devamı müddeti içinde Kur’an-ı Kerîm’in nâzil olduğu bir Asr-ı Saadet, kıyamete kadar karşımıza çıkacak zorlukları alt edebilmemizde metottan mahrum bırakılmamamız için bir Hulefa-i Raşidin devri bize verildi.

Kim kâfirlere düşenin dünya cennetiyle tatmin olmaktan başka bir şey olmadığı hakikatine erişmişlik seviyesindedir? Müslüman olmanın Allah’ın tuzağına düşmek demek olduğunu kavrayan kaç canlı var? Bu kavrayış bir seviyedir. Kavrayış seviyesi kimilerine bir saha kazandırır; kimilerinin de o sahadan def edilmesini kolaylaştırır. (…) Bizleri Allah’tan gayrısının tuzağına düşme tehlikesi her an beklemektedir. (…)

Burada dil ile ikrar bahsini vesile addederek bir milletten söz etmeğe çabalıyorum. Gücümü ve emeğimi sözünü etmeğe çabaladığım bu milletin cihat ve niyet mahsulü, hasılası, ürünü, neticesi olduğuna akıl erdirmeğe hasretmek için uğraşıyorum. Bu milletin adının Türk milleti olduğu hususunda bir şüphe bırakmamağa özen gösteriyorum. (…) Yaşım on sekizi gösterdiğinde başka hiçbir şeyle değil, sadece şiirle ihanetten arınmanın mümkün olduğunu kendi adıma olduğu kadar, bütün insanlık adına da fark etmiştim. Şiir nöbetiyle geçirdiğim ömrümün yetmiş dördüncü yılında içine düştüğüm şey insanların selâmetlerini şiirden kaçmakta aradıklarını fark edişimin rahatsızlığıdır. (…)

(…)

(…) Şu yalan dünyada kimlerin komünistmiş numarası yaparak insanlara kâbus yaşattıklarını henüz bilmeden bana komünistlik ve henüz kimlerin Müslümanmış numarası yaparak cümle ümmet-i Muhammed’e merkep muamelesi yaptıklarına muttali olmadan bana Müslümanlık şerefi sunduğu için Rabbime şükrümün nihayeti yok. Dost aradıysam dostluk arayışımın ne göze batarak, ne de göze girerek vuku bulmasına rıza gösterdim. (…)”
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked