Çok etkilendiğim bir gazete yazısı
Mustafa Kutlu, kitaplarını ve gazete yazılarını okuduğum nadir yazarlarımdan birisi. Bugünkü (3 Şubat 2021 tarihli) Yeni Şafak’ta çıkan “Akıntıya karşı yardım eli” başlıklı yazısı son günlerde en çok etkilendiğim bir yazı oldu. Baştan sona etkileyiciliği süren bir yazı. Ben olabildiğince az alıntılama yapmaya çalışarak, nâçizâne bu yazıyla (okuyan kaç kişi olursa olsun) Mustafa Kutlu’nun bu sıradışı yazısından iyi yazı meraklısı olanları haberdar etmek ve onlarla (ki yazıyı tamamen okumaya yöneleceklerini umarım) bu kıymetli yazının yansıttığı hassâsiyyeti paylaşmak istedim.
“Kadim dostum, kardeşim İsmail Kara’nın naklettiğine göre hadise şöyle cereyan ediyor: Karla karışık yağmurun İstanbul’u zaptettiği bir gün. (…) O yıllarda Sultanahmet-Beyazıt hattı henüz trafiğe açık, açık olmasına ya, o havada o sıkışıklıkta arabalar saatte ancak on metre gidebiliyor.
Bir eski Pleymouth veya Dodge, her neyse o koca taksilerden biri, tam da Çemberlitaş’ın dibinde arıza yapmış.
Yolu tıkadığı için vasıtalar habire korna çalıyor. (…) diyen el-kol işaretleri, şöför çaresiz, eli böğründe gelip geçenlerden yardım istiyor.
Kimse oralı değil.
İsmail elindeki (her zaman kitap dolu) çantasını yere indirerek şöföre: ‘Dayan hemşerim, itelim’ diye sesleniyor. Şöför memnun, bir eli direksiyonda omuzuyla abanıyor arabaya.
(…) Mübarek sanki gavur ölüsü, kıpırdamıyor. Derken o hengâmede İsmail’in kaportaya uzanan kollarının yanına pırasa sapı kadar ince; zayıflıktan, yaşlılıktan damarları fırlamış iki kol daha uzanıyor.
(…)
İsmail ‘Kim acaba?’ diye şöyle bir dönüp bakıyor. Kim dersiniz?
Kırçıl sakalı, gülen gözleri, pembeleşmiş yanaklarıyla büyük İslâm âlimi Muhammed Hamidullah.
O yıllarda İstanbul’da bulunuyor ve İsmail’in tanıdığı bir sima.
Siz belki inanmakta zorlanacaksınız ama, ‘hoca arabaya el atınca, o koca alâmet yürüdü’ diyor İsmail.
İşte böyle…
İstanbul’da, (…), yolda kalmış bir arabanın imdadına, (…), sırım gibi adamlar değil de, o yıllarda seksenine yaklaşan Hamidullah hoca yetişiyor.
(…)
Belki de el-kol yerine iman ile çarpan kalbini zikretmeliydim. (…):
Müminin mümin üzerinde hakları vardır. (…)
Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yalnız bırakmaz. (…)
Yapabileceğiniz en küçük bir iyiliği bile hakir görmeyin. (…)”
No Comments