“İnsan nereye koşuyor?”
Başlıktaki bu soru, değerli ve seçkin hikâye ve deneme yazarı, fikir adamı Mustafa Kutlu‘nun bugün çıkan gazete yazısının başlığı.
Kendisi merhûm Nurettin Topçu‘nun hayattayken çok geniş ve kalabalık olduğunu sanmadığım çevresine dâhil olma bahtiyarlığını yaşayanlardan biri. Bir düşünce adamı. Yetmiş yaşını doldurmuş olanların neslinden. Kitaplarının ve yazılarının tâkipçisiyim ama kendisiyle tanışmış ve görüşmüş değilim. Onun bu başlık altındaki yazısının birkaç yerinden alıntıladığım satırlar aşağıdadır.
“İnsanlar kalkınmaya, ilerlemeye, refaha koşuyor. Bu aslında bir serap. Ama inanç haline gelmiş. (Bir de “sürdürülebilir kalkınma” var ki, bu kuyruklu yalan). İnsanlık, cenneti bu dünyada bulmak için kıyasıya bir yarışa girdi. (Oysa nihai hedefi öte dünyadır. Zihniyette devrim Cenab-ı Hakk’ın rızasını öne almakta yatar. Amentü bunu böyle emreder. Eh, biliyoruz ama öteliyoruz. Bu dünyada ne ekersen onu biçersin diyoruz. Lakin mükafatı “hemen şimdi” istiyoruz. Bu konuda yazacağım). İşin tuhafı hedefi belirleyen ilerlemiş-kalkınmış ülkeler. Ötekiler onlara yetişmeye çabalıyor. İşte bu çaba kısır bir döngüdür. Her yaptıkları hamle büyüklerin işine yarıyor.
(…)
Petrol ve kömür havayı-suyu-toprağı kirletti, zehirledi. İnsan bunun farkında ama kendi ipini çekmeye devam ediyor. İklim değişikliği, küresel ısınma, doğal kaynakların tahribi, su kıtlığı, hiçbir şey onu yolundan döndürmüyor.
(…)
Bu arada alternatif “enerji kaynakları” bulmaya çabalıyor. Yeter ki çarklar dönsün. Çarklar döndükçe korku büyüyor.
(…)
Petrol şirketleri gözlerini bu defa Afrika’ya diktiler. Bunların bakir bir alan olan Mozambik için çeşitli planları var. Söylenildiğine göre Mozambik’teki doğalgaz alanı Norveç’ten daha büyük imiş.
(…)
Yani insan bildiğinden şaşmıyor. Dünyayı ve kendini tüketmeye devam ediyor.
İnsanların kalkınmaya-ilerlemeye-refaha koşması esasen nefsin emrine girmelerindendir. Oysa aslolan “kanaattir”. Halk arasında bunu ifade eden bir söz var: “Yılan yılan olduğu halde toprağı kanaat ile yalar”. Toprak biter mi?
(…)
Oysa dünya büyük. Ve rızkı veren Cenab-ı Hakk’tır. Bu inancı kaybedersek her şeyi kaybederiz.
Kanaat hakim olursa insanoğlu ne doğal kaynakları böyle vahşice tüketir, ne de kendini harap eder. Kalkınma-ilerleme-zenginlik-refah denilen seraptan kurtulur.
(…)
Az ye, az uyu, az konuş. Sana bir şey olmaz. Olursa nane-limon kaynatırsın bir şeyin kalmaz. Ne depresyon, ne obezite, ne diyet, ne kozmetik, ne moda, ne otomobil, ne yat, ne kat.
İnsanları fukaralığa mı çağırıyorsun?
Hz. Peygamber’in hayatına çağırıyorum. Bir öğünde kaç kap yemek yiyordu. Kaç kat elbisesi vardı. Nasıl bir evde oturuyordu? Ne kadar sadaka veriyordu?
O devir başka, bu devir başka.
Eh, âhir zamandayız. İnsanoğlu âhir zamanda azacak.
Zenginlik dediğin nedir ki; gönül zengin olmayınca.”
https://www.yenisafak.com/yazarlar/mustafakutlu/insan-nereye-kosuyor-2046880
No Comments