İsmail Kılıçarslan’ın “Yazık değil mi bu çocuklara?” başlıklı yazısından…

 

Bu yazının birkaç yerinden alıntılar sunacağım.

” ‘Hayatımda ilk defa hür irademle konuşuyorum. Gariban, zeki bir çocuktum, bana sahip çıkıldı. O yaşlarda kanıma girildiğinin farkında değildim. Ben vatan haini değilim. Hiçbir insan evladı kendi askerine, vatandaşına, polisine mermi sıkmaz. IŞİD’den hiçbir farkın yok. IŞİD de terör örgütü, bu da…’

Bu cümleler, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan’a ait. Darbeci Türkkan, tutuklanarak çıkarıldığı mahkemede 40 sayfalık bir ifade vermiş. Bana kalırsa Türkkan’ın ifadesindeki en çarpıcı bölüm de yukarıda alıntıladığım bölüm.
(…)
Ne yazık ki Türkkan örneğinde ortada bir irade yok. Hayatı boyunca suda ilerleyen ağaç dalı misali ‘su nereye ben oraya’ demiş olmalı ki sonunda mahkemede ‘hayatımda ilk defa hür irademle konuşuyorum’ diyor. Bence korkunç bir itiraf bu…
(…) İrade elden alındıktan sonra sıra ‘neye, nasıl inanacağını belirlemeye’ geliyor. Öyle ‘boşluksuz’ bir inanç sistematiği geliştiriyor ki bu türden yapılar, sonunda köprüde kurşun sıktığın insanları ‘Allah rızası için’ öldürdüğüne inandığın olağanüstü aşağılık bir yerde buluyorsun kendini.
(…)
‘Gariban, zeki çocukların ‘tutunmak’ için bin türlü cefaya katlanmak zorunda kaldıkları bu tuhaf düzenekleri kim nasıl kurdu?’ sorusunu samimiyetle sormak ve bu soruya samimiyetle cevap aramak zorundayız. Parlak zekâlı gariban çocukları ‘kendi ekilecek tarlası’ sayan her kimse buna da şiddetle itiraz etmeliyiz. (…)
Bireyin ‘birey olarak kalabildiği’ ve tek tek bireylerin bir cemiyet oluşturabildiği bir modelleme var da benim haberim yoksa herkesten tek tek özür dileyeceğim.
Çocuklarımızı neredeyse faşist bir zihinle ‘zeki-zeki değil’ diye ayırıp, ardından ‘zeki ve gariban’ olanları kendi orduna nefer yazmanın adı ‘çocuk okutmak, eğitim faaliyeti’ falan değildir. (…)
(…)
‘İsmini bilmediğim bir hayırsever tarafından okutuldum’ cümlesi ile ‘beni abiler okuttu’ cümlesi arasındaki farkı düşünerek ilerleyebiliriz bir yere ilerleyeceksek. Aksi takdirde ‘iradesiz Leventler’ günü geldiğinde diyet ödemek için tetiğe basmaktan da, ülkesine ihanet etmekten de geri durmayacaklar.
Çocuklarımıza yazık olacak. (…)”
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked