Gazetelerde iyi yazı kıtlığında değerli bir yazı: “Fileye ne sığmaz?”
Gökhan Özcan üstâdın bu günkü yazısı, başlığından da anlaşılacağı gibi hem güncel bir olaya ciddî anlamda bir değinme hem de varoluşsal durumumuzu düşünmeye ve gözden geçirmeye bir çağrı anlamında kıymetli, uyarıcı ve sıradışı bir yazı. Bu yazının birkaç yerinden alıntılama yapmak suretiyle yazıyı tanıtmayı ve okunması gereken seçkin bir yazı olduğunu duyurmayı amaçlamaktayım. Durumumuzu düşünmemiz için önemli bir fırsat ve imkân bu yazı.
“İşten dönerken bakkala uğrayan ve ceplerinden, çantalarından filelerini çıkarıp alışverişini yapan insanlar evvel zamanın insanlarıydı. Günlük ihtiyaç listeleri Bakkal Mahmut Efendi’den görülebilecek kadardı. (…)
Sonra cepler biraz para görmüş olacak ki arzular, istekler, ihtiraslar büyüdü, alışveriş listeleri uzadı. İnsan fizik olarak aynı insan olduğu halde, ihtiyaç diye biriktirdiği şeyler kabına sığmayıp da taşar oldu. (…) İnsan öyle bir açlıkla, öyle bir ihtirasla saldırıyordu ki rafları dolduran ürünlere, alışveriş arabaları tıka basa doluyor, kasaların önünde kuyruklar oluşuyordu.
(…) İşte o zaman içine dünyayı sığdırabileceğiniz kullan-at poşetler üretilmeye başlandı. (…) Bir iki fileyle çıkılan marketlerden beşer onar poşetle çıkar olduk. Sonra poşet dediğimiz şey, asrın adeta bir simgesi gibi (bknz: American Beauty’nin meşhur sahnesi) her yeri sardı, şehirlerden kırlara doğru uçuştu, akarsuları ve nihayet deniz diplerini dahi işgal etti.
(…) Marketlerin poşet salgılamasına bir nebze dur demek için poşetler fiyatlandı. Herkese filelere ve bez çantalara dönmesi çağrıları yapıldı.
(…) Hayatın her köşesini kaplayan bu plastik işgal elbette çok ciddi bir mesele… Ama daha önemlisi, koca koca sanayilere bize poşeti arz ettiren doymak bilmez talebimiz, taleplerimiz…
(…) Mesele bir insana yetecek olanla iktifa edebilmemizde, başkalarının hakkına göz dikecek, hayatı, kırları, dağları, ırmakları, denizleri kurutacak kadar çok acıkmaktan vazgeçmemizde.
İnsan bünye olarak değişmedi aslında; bir bakkal dükkanına rahatlıkla sığabilecek şeylerle yaşayıp gidebilir. Ama bugün buzdolaplarımızda bir bakkal dükkanındakinden daha fazla şey bulundurmak istiyoruz biz. (…) Her şeyi anlamından koparıp ucuz bir yaygaraya çevirmekle geçecek yine belli ki günlerimiz…Fileler, bez çantalar, fonda nostaljik bir müzik…
Hayatı tüketmenin bedava olduğunu sanıyorduk oysa biz; sarsıldı demeyelim ama azıcık sallandı durduğu yerde, bedel ödemekle hiç işi olmamış sonsuz bencilliğimiz!”
https://www.yenisafak.com/yazarlar/gokhanozcan/fileye-ne-sigmaz-2048902
No Comments