İyi şair ve iyi yazar olan birinin, İsmet Özel’in yeni bir yazısından…
Şair İsmet Özel’in “CİHADIN VE NİYETİN MİLLETİ (II) başlıklı İstiklâl Marşı Derneği internet portalinde çıkan yazısından alıntılar sunacağım. Bu yazı, “DİL İLE İKRAR” serlevhası (üst başlığı) altında, haftada bir (Cuma günleri) çıkan yazıların ondördüncüsü.
“Katolik inancına istinaden Endülüs’ü ele geçirmenin hızıyla ihdas edilmiş büyük bir müstemleke imparatorluğunu yeniden anlamlandırma çabasındaki İspanyol milletine mensup Lope de Vega ( 1562-1635) bir şey arıyordu ve lâkin o aradığı Batı Hıristiyanlığına mahsus zamanların Katolik dünya hükümranlığı beklentisine mensup Dante Alighieri’de (1265-1321) yoktu. (…) Benim bütün bunlardan haberim var; çünkü bir Türk çocuğu olarak yukarıda adı geçenlerin ve onlara benzer daha nicelerinin en güzel, en doğru, en iyi pozisyonun birer belirtisi olduğunu kural sayan bir eğitimle yetiştim. (…) Bendeki cihada ve niyete nüfuz etme gücünden her fırsatta istifade eden ve halen hırslı bir şekilde istifade etmekte olan devlet benden mensup olduğum milletin cihadın ve niyetin milleti olduğu gerçeğini sakladı ve esirgedi.
Devletin ve milletin cisminden şüphe eden kimse yok. Sıkıntı varsa gerek devlete ve gerekse millete hangi ismin yakıştığı ve yakıştırıldığındadır. Yakışan isim yakıştırılan ismi ne kadar reddediyorsa, yakıştırılan isim yakışan isme yasak koyma gücünü o kadar elden bırakmıyor. (…)
Çöl ortasında tek başınayken karşısına bir arslan çıksa Müslümanın da içine her insanın olduğu gibi bir korku düşer ve lâkin Müslümanın korkusunun sair insanların korkusuna benzediği sanısına kapılmayın. Er kişi, hatun kişi Müslüman arslandan değil, yapayalnızken çöl ortasında karşısına vahşi arslan çıkaran Allah’tan korkar. Sorar şunu kendi kendine: “İşlediğim günah, vecibelerimdeki ihmal ne olası ki Allah bu hayvanı başıma tebelleş etti?” (…)
(…) Müslümanlar olarak bütün bildiğimiz dünyadaki günlerimizi çakılı iki kütük ortasında kalan sahada tüketme şartına bağlanarak yaşadığımızdır: Kütüklerden biri küfrün karşımızda tek millet olarak durduğu, diğeri de dinimizin tamamlanmış olduğudur. (…) Küfrün tek millet olduğunu anlamayan Amerikalı ile Rus, Ermeni ile Rum arasındaki farklılık ve/veya zıtlaşmadan kendine bir menfaat teminine gayret avuntusuyla hayatını zehir eder. (…)
(…) Türk müyüz, gâvur muyuz? Lâtin hurufatıyla nihayetinde kâğıda döktüğüm bu yazıya imkân sağlayan program gâvur yazar yazmaz “argo veya kaba sözcük” uyarısı veriyor. Beni gâvurlar arasına sokmadıkça rahat edemeyenlere nasıl, niçin yakın duracağım? (…)
Beri yandan kimin içinde kendini tanıma arzusu kabarmışsa o kişi kendinin kimin nesi olduğuna, kimlerle neler yaptığına dikkat kesilmek mecburiyetine boyun eğerek ömrünü bitirir.”
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)
No Comments