Obama’nın konuşması üzerine sıra dışı sözler ve değerlendirme

 

Süleyman Seyfi Öğün’ün “BM’deki bir çığlık üzerine çeşitlemeler” başlıklı yazısından alıntılar:

(…) Dün Obama’nın BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın haberini dinlerken aklımdan tuhaf düşünceler geçti. Karamsar bir konuşmaydı bu. İklim bozulması, terör; gelir, fırsat, ırk ve cinsiyet eşitsizliği, göçmen meselesi, savaşlar gibi artık herkese mâl olmuş gerçeklerin altını çizdi Obama. Bunları anlatırken, yüz ifâdesinin çok rahat olduğunu gördüm. Rolünün hakkını veren bir oyuncunun rahatlığıydı bu. Bir kere daha anladım ki, hâl-i hazırda maharet sorunlardan kaçmak ve onları yok saymak değildir. Bu, belki de Soğuk Savaş Dönemi’ne yakışan çok demode bir siyâsal tercihtir. Artık mahâret, insanlık durumlarının mufassal ve teferruatlı tablolarını çizmek ve bu tablonun karşısına geçip “sızı duyma” numarasını başarmaktır. Bu siyâsal showu izleyenler “N’apsın adamcağız? Bak uğraşıyor. Ama olmuyor” diyeceklerdir. Bilmek, farkında olmak “sorumluluk ahlâkının” başladığı yerdir. Adamcağız dünyânın gerçeklerini biliyor ve farkında mı? Evet..Sorunları reddedip onlardan kaçıyor mu? Hayır… Umutsuz mu? Hayır.. Pekiyi bu parlak söylemde “sorumluluk ahlâkının” kendisini tamamlamasını boşa çıkaran; eksik parça ne? Söyleyelim ; “fâil”den söz etmemesi… (…)

Artık anlaşılıyor ki, modern dünyânın meşrûiyet örüntülerinin içi bomboş. Sâdece kodlar var. İstediğinizi bu kodlara sokup mahkûm etmek; bu kodlara tastamam oturanları ise başka bir kodu öne sürüp aklamak mümkün. Sisi ne yapacaktı? Adam İslâmî fundamentalizm tehlikesi karşısında Mısır’ı kurtarmak için darbe yaptı. PKK mı? Terör örgütü demiş bulunduk…PYD mi? Vallahi sırma saçlı, kurtuluşa erdirilmiş makyajlı kızlara bahar yaşatan , çevreci bir kurtuluş örgütü. Sağolsunlar ISLE’a karşı yaman mücadele veriyorlar. FETÖ mü? Bir din âlim ve feylozofunun önderliğinde dünyâ barışı için çalışan, sivil alanda büyük küresel girişimlere imzâ atan bir girişim. Türkiye ve Erdoğan mı? Büyük bir hayâl kırıklığı. Biz ne dersek yapar sandık. Ama öyle çıkmadı. Bir diktatöre dönüştü. Gezi’de hakkından gelecektik olmadı. 17-25 Aralık’ta “kirli çamaşırlarını” döktük. Olmadı. Nihâyet “özgürlükçü bir darbeyle” ondan kurtulacaktık. Halkı sokağa döktü. Gene beceremedik. “Dünyâ 5’ten büyüktür” gibi akıl almaz şeyler söylüyor. Siz Türkler buna “ciğerden konuşmak mı” diyorsunuz? Hiçbir diplomatik üslûba sığmayan ne konuşmaydı ayol o öyle? Ay aman bana ne? Kasımda gelecek olan düşünsün….
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked