Yeni bir şiir kitabından (Re Mektupları)…

 

Ali Sali‘nin bir konuşmasını dinledim yakın zamanda. Etkilendim bu ilk kez dinlediğim ve maalesef yeni tanıdığım hâfız ve şair olan arkadaştan. Yeni şiir kitabını da imzalayarak hediye etti dinleyenlere.

O kitaptan (s.9 ve 43-44) şiirler sunacağım.

Gökhan Özcan’ın son okuduğum yazısından…

 

İyi yazı, iyi konuşma ararız ya kimilerimiz, Gökhan Özcan’ın yazıları bu niteliktedir. Kendisini sadece yazılarından tanırım ve iyi tanıdığımdan eminim. Samimidir, dürüsttür, temel kaygısı ve derdi bellidir. Yazıları bunu yansıtır. 7 Nisan 2016 günü çıkan yazısından sonra en azından bir yazısını daha okumayı umuyordum ama nasılsa ve nedense bu arada başka yazısı çıkmadı. 7 Nisan tarihli yazısı ise nâdiren kaleme aldığı türden bir yazı. Alışık olduğumuz tarzda bir yazı bu ama Gökhan Özcan’ın yazısı. Çoğu yazısının yansıttığını yansıtıyor yine. “Tanımlanmış zeka tuzaktır!” başlıklı bu yazısına, bazı alıntılar sunmak sûretiyle, dikkat çekmeliyim.

“Ev ödevleri ve evsizlik”

 

Süleyman Seyfi Öğün‘ün bu günkü yazısı, yukarıdaki başlık altında çıktı. Bu sıradışı yazının bazı satırlarını alıntılayacağım ama önce yazarı hakkında izlenim, kanaat olarak bende ne var, ondan söz edeyim biraz.

Yeni Şafak’taki yazılarından kendisi hakkında fikir, izlenim edindim. Okumaya değer, bana bir şeyler kazandırır buldum yazılarını. Devamlı okuyorum. Kendisinin İstanbul’da ayda bir seminer-söyleşi tarzı konuşmaları olduğundan haberim olduğu halde gidip izleyememiştim. İlk kez 9 Nisan 2016 Cumartesi günü Turgut Cansever’i anmak için düzenlenmiş bir programın konuşmacılarından ilki olarak dinledim kendisini İstanbul Tasarım Merkezi’nde. O konuşmasını çok beğendim. Böylece yazılarından edindiğim izlenim daha da pekişmiş oldu.

Şimdi bu yazısından bazı satırları aktaracağım.

“Allâhım Selâm Sensin ve Sendendir”

 

Başlıktaki ifade, kıldığımız farz ve sünnet her namazın sonunda söylediğimiz “Allâhümme entesselâmu ve minkesselâm” ibaresinin Türkçe karşılığıdır. Aşağıda bir eserin ‘selâm’ ve ‘selâmet’e dair bilgi içeren bölümünü kısmen alıntıladım.

“Bekir Topaloğlu hoca için rahmet kayıtları”

 

İsmail Kara‘nın Derin Tarih dergisinin bu ayki sayısında (Nisan 2016/sayı 49) çıkan yazısının başlığı böyle. Bu yazının birkaç yerinden alıntılar sunacağım.