Okuduğum ve dikkatimi çeken iki gazete yazısından(M.Ş.Hanioğlu ve H.Karaman’ın) alıntılar…

 

(…) ABD siyasetinde yaşanan değişim Cumhuriyetçi Parti ile sınırlı kalmamaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Bernie Sanders’ın Demokratik Parti adaylık yarışını sürdürmesi de siyasette gerçekleşen önemli bir eksen kaymasını ortaya koymaktadır.

Tam bir yıl önce kaleme aldığım ve o gün yayınlanmış bir yazım

 

Güya Tayyip Erdoğan’ın bir fotoğrafı… Hep o fotoğraf koyularak kimbilir kaç tane yazı çıktı Radikal’in Blog bölümünde! Bir fotoğraf üzerinden mi ancak Tayyip Erdoğan’a olan kinlerini, öfkelerini, olumsuz eleştirilerini, görüşlerini, düşüncelerini ifade edebiliyor o yazıları kaleme alanlar? Öyle bir fotoğrafı koymazlarsa Tayyip Erdoğan’ı yeterince karalayamayacaklar, kötüleyemeyecekler, kötü tanıtamayacaklar mı? Bir fotoğrafa mı kalmış işleri?
Bugün de bir blog yazısı gördüm aynı fotoğrafla çıkmış Radikal’de. “Dar (mı) geliyor düğmeler!” başlıklı. (Yazının başlığını vereyim ki o fotoğraf hangi fotoğrafmış bilmeyenler görsünler.) Dediğim gibi bu fotoğraf eşliğinde çıkan yazılar artık bıktırıcı oldu, kabak tadı verdi. Söyleyecek sözü olan, bir kişi veya onun liderlik ettiği bir parti ya da o partinin iktidarı hakkında sözünü söyler, bir fotoğraftan medet ummaz.
Aynı fotoğraf eşliğinde çıkan söz konusu son yazı üzerine Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan hakkında bir yazı da ben kaleme almak istedim. Kendisini normal olarak yansıtan herhangi bir fotoğrafını koyarak.

Kunut duası ve anlamı

 

Sadece Vitir namazında okunan, ancak bir musibet ve bela gibi hallerde sabah namazının farzında okunabilen, Cenaze namazında da, cenaze duası olarak okunması gelenek olan duayı bilmeyenlerin okuyabileceği dualar arasında sayılan, ve hangi durumda olursa olsun okunması sünnet olan Kunut duası şöyledir:

Millet mi toplum mu?

 

Bu başlık altında kısa bir yazı kaleme alma düşüncesi niye, nasıl uyandı bende? Ali Bayramoğlu’nun “Toplum mu millet mi?” başlıklı bu günkü yazısını okuyunca!
Dün de İsmet Özel’in bir yazısını okumuştum. Bu iki yazıdaki çok farklı yaklaşımlar (ben de İsmet Özel gibi düşünüyorum) beni ister istemez kısacık da olsa bir yazı ile düşündüğümü ifade etmeye mecbur bıraktı.
Baştan belirteyim ki dünya görüşü yönünden liberal ve demokrat denilebilecek olan Ali Bayramoğlu’nun yazısının başlığını oluşturan soruyu, yazıyı okumadan, ‘elbette toplum’ diye cevaplayacağından emindim. Yazısından birkaç alıntı sunarsam, bu konuda fikrinin belirgin olduğu kolayca anlaşılır.

İsmail Tillovî Fakîrullah hazretlerinden sözler

 

İsmail Tillovî Fakîrullah (rh. a.) hazretleri (d. H.1067 / M.1656- v. H.1147 / M.1734), hem Erzurumlu İbrahim Hakkı (rh. a.) hazretlerinin (d. H. 1115 / M.1703- v. H.1194 / M.1780) hem de daha önce onun babası Derviş Osman Efendi’nin (rh. a.) ve onunla birlikte Molla Mehmed Sıhrânî’nin (rh. a.) hizmetkârlığını yaptıkları ve müridi oldukları, Gavs-ı azam ve ülvî şeyh diye bilinen bir zattır. Bu kâmil insanın, Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerinin Mârifetnâme adlı eserinde (Erkam Yayınları, Sadeleştirme: Cafer Durmuş- Dr. Kerim Kara, 3.cilt, İstanbul 1432 / 2011, ISBN: 978-9944-83-340-0 (3.c.) yer alan bazı sözlerini sunacağım.