Pazar gününün iki gazete yazısından…

 

“(…) Anadolu’nun İslamî köklerinin sufi rengini dünyaya bilimsel olarak tanıtmanın Türkiye’ye büyük hizmet olacağını düşünüyorum.

Bazı ülkelerin petro-dolarları ile yıllarca destekledikleri Selefizm’in ve şimdilerde sahada onlardan boşalacak yeri doldurmak için bütün güçleri ile çalışan yayılmacı Şiizm’in kıskacı arasında sıkışıp kalan çoğunluk Müslümanlara tek bir ümid kapısı kalmıştır. O da bu akımlar sahada yokken İslam dünyasını temsil eden Ananevi İslam ve onun metafiziği olan İslam İrfanı’dır. (…)

(…)

Tokyo Merkez Camii imamının ifadesiyle her hafta 4-5 Japon Müslüman oluyorsa Anadolu İslamı’nın yani Tasavvuf’un sadece Ortadoğu insanına değil buraya da sunacağı imkanlar ve güzellikler olduğu kanaatindeyim.(…)”
http://www.yenisafak.com/yazarlar/mahmuderolkilic/cengiz-budist-olur-da-japon-sufi-olmaz-mi-2038018

(…) Türkiye bir “ölüm-kalım mücadelesi”nde terkedilmiş olmadığı gibi “karşı ittifak” olarak kavramsallaştırılabilecek yapılar da arzu ettiğimiz bölgesel “status quo”nun oluşturulması alanında “açık çek” sunmamaktadır.

Bir bölgesel güç olan Türkiye’nin Sykes-Picot sonrası düzeninin yerini alacak “status quo”yu tek başına belirlemesi mümkün değildir. Unutulmaması gerekir ki, global güçlerin dahi bunu tek yönlü olarak şekillendirmesi imkânsızdır.
Bu nedenle gelinen noktada Ankara’nın hedefi “status quo” tesisi değil “oyun bozarak,” çıkarları ile bütünüyle çelişen bir dengenin oluşumunu engellemek olmalıdır. Bu ise “ittifak değiştirerek” değil çok yönlü “siyasetler” geliştirerek ve diplomatik yollar zorlanarak gerçekleştirilebilir. (…)
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2017/05/21/oldugumuz-yerde-kalarak-virguller-koymak

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked