“Seküler olsun, yüzbinlerce kişiyi öldürsün(mü?)”
M.Şükrü Hanioğlu‘nun 16 Nisan 2017, Pazar günü Sabah‘da çıkan yazısının başlığı böyle. Bu önemli yazı, tabloyu ortaya koyan şu cümleyle başlamakta:
“Beşşar el-Esed liderliğindeki Ba’as rejimi totaliter mezhep diktatörlüğünü sürdürme uğruna yüz binlerce kişiyi öldürerek, milyonlarca bireyi göçe zorlayarak ve “Mahd al-Hadarat (Medeniyetler Beşiği)” olarak adlandırılan bir ülkeyi harabeye dönüştürerek yirmi birinci asrın en büyük insanî trajedisini yaratmıştır.”
Tablo bu olduğu halde, “Suriye diktatörünün temsil ettiği zihniyetin ülkenin geleceğinde yeri bulunmadığının dile getirilmesine” “seküler liderliğin desteklenmesi” ve “realpolitik” zeminlerinde karşı çıkılmakta ve Ba’as rejimi eleştirisinin “İslâmcılık,” dahası “neo-Selefilik” ile eşanlamlı olduğunun savunulmakta olduğuna vurgu yapıyor yazar.
Bu bağlamda “Batı ve Türkiye’deki bazı çevrelerde Suriye’deki katliamlar hakkında yaratılan algı”ya dikkat çekiyor; bunun anlamsızlığının âşikâr olduğunu, istatistikleri güvenilir olan ve BM tarafından da kullanılan Syrian Network for Human Rights’ın verilerine yer vererek açıklıyor; DAİŞ’in terörist örgüt olduğuna vurgu yapıyor, ancak onunla mücadelenin “insanlık suçları işleme alanında rekor kıran bir diktatörlüğün aklanması, ona meşruiyet kazandırılması” için istismar edilmesi tuzağına işaret ediyor.
Önemsediğim bu değerli yazının değinmediğim yerlerinden üç cümle alıntılayarak yazımı bitireyim.
“(…) Bu yaklaşıma göre Suriye’de demokrasi tesisi imkânsız olduğundan, “diktatör”ün “seküler” olanı tercih edilmelidir.
Nitekim Brexit hareketi liderlerinden, UK Independence Party eski lideri Nigel Farage, hararetli destekçisi olduğu Trump’ın kimyasal silah kullanımı sonrasında gerçekleştirdiği müdahaleyi eleştirirken, “gördüğü fotoğrafları dehşet verici” bulduğunu, ancak “Beşşar el-Esed’in günahları ne olursa olsun, seküler” olduğunu vurgulamaktan geri kalmamıştır. (…)
(…) Ba’as rejiminin Türkiye’deki “Papa’dan daha katolik” destekçileri de “en geç iki yıl içinde Batı dünyasının Ortadoğuda en büyük dostu ve en fazla destekleyeceği müttefik”in Beşşar el- Esed olacağını tebşir ederken, Ankara’nın da “realpolitik“e dönüş çerçevesinde bu “dostluk treni“nde yerini almasını istemektedir. (…)”
http://www.sabah.com.tr/yazarlar/hanioglu/2017/04/16/sekuler-olsun-yuz-binlerce-kisiyi-oldursun-mu
No Comments