Siyaset ortamı dün kötü bir günündeydi
AK Parti adına dün akşamki malûm görüşme olumsuz bir süreci başlattı. Ak Parti’yi destekleyen insanların önemli bir kesiminde düşkırıklığı yaşadı insanlar. Epeydir ilk kez.
Bir kere o görüşme sonrası bazı TV kanalları “görüşme olağan, açıklama yok” diye sonucu duyururken, kimi kanallar da sanki açıklama yapılmış gibi bilgi verdiler görüşmenin sonucu hakkında. Bu bile tuhaftı.
Bir dosya veya metinden söz ediliyordu medyanın türlü bölümlerinde. Pelikan adında. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun aleyhinde imiş bu dosya. Bunun tam belirleyici olmadığı sanılır elbette ama etkili olmaması imkânsız gibi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Ahmet Davutoğlu hakkında sadece bu dosya ile değil kendi izlenimleri ve gözlemleri ile kanaat sahibi olduğu kolaylıkla tahmin edilebilir. Ayrılık günü belirlenmiş anlaşılan dün akşam. Bugünkü AK Parti MKYK toplantısından sonra bakalım ne diyecek Başbakan Ahmet Davutoğlu.
Siyaset ortamı, onun dışındakilerce tanınması, orada olup bitenlerin anlaşılması zor bir ortam. Şeffaflıktan uzak. En içerdeki insanlar arasında bile, birbirine kırılanlar, küsenler; birbirini yanlış anlayanlar olduğuna göre dışardan nasıl doğru tespitlere ulaşılır, mümkün görmüyorum.
Ama, ne olmuşsa olmuş; AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bir süredir Cumhurbaşkanı olan ve partinin doğal lideri sayılan Tayyip Erdoğan arasında bir uyumsuzluk oluşmuş. Ve ilk kez bir kriz hem AK Parti camiası hem de Türkiye için söz konusu. Etkileri bazı verilerle yansıyor. “Hata kimde?” tartışması da AK Parti taraftarları arasında konuşuluyor. Kuşkusuz AK Parti karşıtları da tahmin edilebilir ki ilk defa bu kadar seviniyorlardır!
“Hayırlısı olsun” demekten başka elden birşey gelmiyor. Düşkırıklığı ve üzüntü yaşandığı bir gerçek. Siyasete dönük çok iddialı olmak, birilerine hayranlık doğru bir tavır ve tutum olmasa gerek. Seçimlerde gidersin, nispeten en iyisi olarak düşündüğüne oyunu verirsin, o kadar. Kötülere elbette oy verilmez. Veya seni düşkırıklığına uğratanlardan dolayı oy kullanmama tercihi de yanlış, o da kötülerin işine yarar. Siyâset dünyasına yabancıdır çoğu insanımız, yabancı olduğunu bilmediği halde. Bir partiye çok inananlar, güvenenler olduğu gibi, aşırı derecede karşıt olanlar, yüzde yüz güvenmeyenler vardır, hem de yaygın anlamda. Her ikisi için de itidalden uzak oldukları söylenebilir.
Not: Bu yazıyı kaleme aldıktan sonra, Ahmet Davutoğlu’nun MKYK toplantısı sonrası basın mensuplarına yaptığı konuşmayı dinledim. Mükemmel bir konuşmaydı. Bir zaruretten dolayı AK Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevini bırakma kararı aldığını belirtti. Kısa bir süre önce yapılan bir toplantıda olanların bu kararda rolü olduğuna sadece değinerek, aynı toplantıda kendisinin söylediklerini hatırlattı. Bu günkü toplantıda 22 Mayıs 2016 günü olağanüstü Genel Kurul toplantısı yapılması kararı alındığını belirtti. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olarak görev yaptığı dönemlere ait açıklamalar yaptı; gece-gündüz çalıştığını, partisinin sadece Türkiye’nin değil gönül coğrafyamızın ümidi olduğundan söz etti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında olumlu ve saygılı ifadeler sarfetti. Bilgili, birikimli, entelektüel ve en temelde inançlı bir kişi olarak akademik hayatından sonraki bu görevlerini aşkla, şevkle yaptığını, milletimizin buna lâyık olduğunu ve insanlarımızdan güç aldığını belirtti. Milletvekili olarak görevini sürdüreceğini, birlik-beraberlik içinde olunması gerektiğini, bu partinin milletimizin ve gönül coğrafyanımızın ümidi olarak varlığını güçlü biçimde sürdürmesinin elzem olduğunu ifade etti.
Bu konuşma, denilebilir ki, benzer durumlarda siyasetçiler tarafından yapılmış konuşmalar göz önüne alındığında, bir ilkti. Sanıyorum dün akşamdan bu yana psikolojik yönden sıkıntılı nice insan için rahatlatıcı bir konuşma oldu.
No Comments