İbrahim Kalın’ın “Barbar/Modern/Medenî -Medeniyet Üzerine Notlar” kitabından alıntılar

 

“Medenîliğin, medeniyet yapısının büyük cüssesi altında ezilip kaybolması ender rastlanan bir durum değildir. Roma’nın vahşi zevk ve işret düşkünlüğü, gladyatorlerin birbirleriyle ve yırtıcı hayvanlarla ölümüne savaştırıldığı arenada çıkar karşımıza. Hindistan’da kadınların, kocalarının ölümü üzerine cenaze töreninde onunla birlikte öldürülmesi / yakılması anlamına gelen “sati” (dul yakma) geleneği, Hindular arasında uzun yıllar uygulanmıştır. (dipnot: Bkz. John Stratton Hawley (Ed.), Sati, the Blessing and the Curse: The Burning of Wives in India (Oxford University Press, New York, 1994).”

“Avrupa Sömürgecilik hareketlerinin, Aydınlanma ve bilim devriminin ardından yükselişe geçmesi ve modern barbarlığın en hunharca örneklerini ortaya koyması, medeniyet iddialarının kırılgan yapısı hakkında bizi teyakkuza sevk etmektedir. Kendine demokrat, başkalarına barbar bir tutum sergileyen 19. yüzyıl Avrupa devletleri, maddî medeniyet imkânlarından yoksun ama belki de dünyanın en medenî-insanî topluluklarını köleleştirirken, bunu ahlâken ve vicdânen mesrulaştırmak için de medenîleştirme kavramına basvuruyordu.

Medeniyet kelimesini tanımlamak için ileri sürülen görüşleri ele alırken bu arka planı akılda tutmamız gerekiyor. Örneğin Oscar Wilde, medeniyeti “orta sınıfın nefret ettiği şey” olarak tanımlar. Ortega Gasset medeniyet için sorunların çözümünde “güç kullanımına son çare olarak başvurulması” tanımını önerir. Alfred North Whitehead metafizik ve estetik bir tanımdan yanadır. Medeniyet “hakikat, güzellik, macera, sanat, barış vasıflarına sahip bir topluluğu” ifade eder. (…) Sezai Karakoç’a göre “Medeniyet temelde tektir ve medeniyet meşalesi ilk insandan bugüne elden ele taşınarak gelmiştir. (dipnot: Sezai Karakoç, Düşünceler I (İstanbul: Diriliş Yayınları, 2017; 7. Baskı),s. 17. diğer eserlerinden Bkz.Çıkış Yolu II: Medeniyetimizin Dirilişi, Dört Konferans (İstanbul: Diriliş Yayınları,2017; 6.Baskı).

Buna mukabil, medeniyet kavramına karşı çıkanların olduğunu da ifade etmeliyiz. Medeniyeti işlevsiz bir soyutlama ve seküler bir din olarak reddeden İsmet Özel’in Üç Mesele: Teknik, Medeniyet, Yabancılaşma adlı eseri yahut Nobel Edebiyat ödülü sahibi Güney Afrikalı edebiyatçı J.M. Coetzee’nin Barbarları Beklerken romanı, medeniyet kavramının farklı gerekçelerle yüceltilmesine karşı çıkan çalışmalar arasında zikredilebilir. Freud’un Medeniyet ve Hoşnutsuzlukları isimli kitabı, medeniyetin insanın derin duygularını ve güdülerini maskelemek için icat edilmiş bir soyutlama olduğunu savunan ve bu yüzden medeniyet karşıtı literatüre dâhil edilebilecek eserlerin başında gelmektedir. (…)”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked