“Ehemmiyet Türk milletinin bekasındadır.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesinde “İslâmla Damgalanmış Varoluş” üst-başlığı altında çıkan “Minareyi Çalan Kılıfını Hazırlar” başlıklı ve 2 Şevval 1442 (14 Mayıs 2021) tarihli yazısının (http://istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=72&KatId=3) birkaç yerinden alıntılayacağım cümlelerden oluşacak bu yazı. Başlığı da alıntıladığım bir cümle teşkil etti .
“(…) Dikkatle bakarsak mücrimleri aklamanın bir türüne de tarih dendiğini görürüz. (…)
(…) Hangi türden ve/veya hangi seviyede olursa olsun kültür bir insanlık ortamı elde edebilmeğe yarar. Bunun yanında bir de insanın bizatihi ortam kabul edilmesi var. (…)
(…) Niçin yazıyorum bu türden şeyleri? Yazdıklarımı okuyan her kim ise onun aşağılık duygusuna kapılmasını önlemek istiyorum. (…)
(…) Sakın Türkiye’de İkinci Yeni’nin yaygın insan kavrayışında bir hadise yarattığını sanmayın. Yaygın olan onun heveskârane bir tutum olduğuydu. (…) Dikkatlerin İsmet Özel’in yazdıklarına çevrilmesi halinde kendi yazdıklarına burun kıvırılacağı endişesi taşıyanlardan biri de Behçet Necatigil olsa gerekti. Ne var ki, aynı şahıs ‘Esenlik Bildirisi’ yayınlanınca Memet Fuat’a ‘Bu çocuk bu şiiriyle bütün direncimi kırdı’ demek zorunda kaldı. Yani minareyi çalan ben çaldığım şeye neyin kılıflık yapacağını çoktan bellemiş sayılırdım. (…)
(…) Divan şiiri Arap ve Fars edebiyatının el atıp uzanamadığı bir yerdeydi (…)
(…) Şiir hep böyledir: Doluya koyarsanız kabı taşırırsınız, boşa koyarsanız nereye ne koyduğunuzun farkına kimse varmaz. (…)
Müslüman olarak bilinen insan hayatı siyahı siyah, beyazı beyaz olarak bilme esasına dayandırır. Bir uçta mutlak temizlik, karşı uçta mutlak pislik olduğu inancıyla hareket etmezseniz şahıs olarak da, millet olarak da akıbetiniz konusunda endişeden uzaklaşmış olursunuz. (…) İlmi takip edilecek yol bilenler Türk milletinin idamesine hizmet etti.
(…) Aleladeliği tabiata yakınlık gibi takdim eden ‘yenilik’ müstemlekeciliğin kaçınılmazlığına şahadet ediyor ve bu da Batı’nın Türklere numunelik edeceği anlamına geliyordu. Münevverlerin omurgası asırlar içinde bu tavır sebebiyle önce yıpratıldı ve nihayette kırıldı. (…)
(…) İslâm’a diş bileyenler her çağda Batı’dan destek aramış, bu desteğin esirgeneceği korkusuyla da gayri-Müslim her unsura hayat sahası temin etmekten geri durmamışlardır. Müslümanlar hesap dışı tutulamayacak insanlar olduklarını gayri-Müslim âlemin manevra sahasını daraltarak gösterdi. (…)”
No Comments