“Servet Avcı’yı kim ‘ihbar’ etti?”

 

Hakan Albayrak’ın, başlığını başlık olarak alıntıladığım bugünkü yazısından bazı alıntılar:

Dünkü yazımın sonunda “Mazlumların mazlumiyeti yeni bir Kanun Hükmünde Kararname ile derhal giderilmeli ve FETÖ’yle mücadelede kantarın topuzunu kaçırmamak için bundan böyle daha dikkatli davranılmalı” demiştim.

Yazımı bitirip gazeteye gönderdikten birkaç saat sonra radyoda Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin konuyla ilgili açıklamasını dinledim.
Canikli, FETÖ’yle alakaları olmadığı halde mağdur edildikleri belirlenen müessese ve şahısların haklarının iade edildiğini/edilmeye devam edileceğini, kimin hakkı hangi yöntemle elinden alınmışsa aynı yöntemle geri verildiğini/verileceğini söyledi.
Rahatlatıcı bir açıklama, ama yetersiz.

Şu veya bu sebeple kafayı taktıkları kimseleri, FETÖ’cü olmadıklarını bile bile FETÖ’cü diye yaftalayarak mahvetmeye kalkışan müfterilerden hesap da sorulmalı.
Bir üniversite rektörü, FETÖ’yle alakası olmadığını gayet iyi bildiği bir öğretim görevlisini FETÖ’cüler listesine dahil etmişse mesela, o öğretim görevlisinin hakkını iade etmekle kalmayıp o rektörü cezalandırmak da lazım.
(…)
“Falanca kişi FETÖ’cüdür” şeklindeki ‘ihbar’ların birçoğunun, süreci sulandırmak ve FETÖ’yle mücadelenin haklılığına gölge düşürmek isteyen FETÖ’cülerden geldiğini de unutmayalım.
Servet Avcı ve arkadaşlarına FETÖ’cü diye iftira atanlar FETÖ’cü olabilir mesela; muhakkak araştırılsın.
(…)
(Neyse ki Servet Avcı ve arkadaşları çabucak serbest bırakıldı. Geçmiş olsun.)

Canikli bir şey daha söyledi; FETÖ’yle mücadele kapsamında görevden alınan 50 bin kişinin sadece yüzde 1’i için yanlış işlem uyarısı gelmiş ve bunların da sadece yüzde 5 ilâ 6’sının gerçekten haksızlığa uğradığı tespit edilmiş.
(…)
Bir tek kişinin (…) niteliği bile FETÖ’yle mücadelenin haklılığına gölge düşürmek için kullanılabilir, o bakımdan 25-30 kişi de az sayılmaz, ama bence hükümet bu sayının daha yüksek olabileceğine ihtimal verse ve bu ihtimalin gereğini yapsa iyi eder.
(…)

Yanlış anlamaların ve çarpıtmaların önüne geçmek için bilhassa belirtmek isterim ki, FETÖ ve sair darbecilerle etkili mücadele için OHAL ilan edilmesinden, onların kitleler halinde tasfiye edilmesinden, gerektiğinde tutuklanmasından, müesseselerine el konulmasından fevkalade memnunum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-25 Aralık sürecinde (Başbakanken) FETÖ hakkındaki bir konuşmasında “Acırsanız acınacak hale gelirsiniz” demişti; bunu o zamandan beri kulağıma küpe etmişim.
Şimdi ‘At izi it izine karışmasın’ diye uyarıda bulunuyor Erdoğan; bunu da kulağıma küpe ediyorum.
Gidişat genel olarak iyi.
İyi kalsın, mücadelenin bereketi kaçırılmasın diye uğraşıyorum kendimce.
Hepsi bu.
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked