Mevlânâ’nın Mesnevî Hikâyeleri’nden alıntılar
Mevlânâ Celâleddin Rûmî’nin bu eserinin (Hazırlayan: Şefik Can; Ötüken / Tasavvuf) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalar oluşturacak bu yazıyı.
“Ey en az bahşişi cihan mülkü, cihan hükümdarlığı olan Allah’ım! Ben ne söyleyeyim? Zaten Sen kalblerdeki bütün gizli istekleri bilirsin.”
“Ey seçilmiş, beğenilmiş, Allah’tan razı olmuş ve Allah’ın rızasını kazanmış büyük insan, hoş geldin. Sen kaybolursan, başımıza kazâlar, belâlar yağar, pek geniş olan feza daralır, bizi sıkar, bunaltır.”
“Hekim hastanın yüzünü, benzini görüp nabzını saydı. İdrarını muayene etti. Hastalığın alâmetlerini, sebeplerini dinledi.”
“Bir kimsenin ayağına diken batınca, ayağını dizinin üstüne kor.”
“Ayağa batan diken böyle güç bulunursa, gönüle batan diken nasıl bulunur? Cevabını sen ver.”
“Fakat Semerkand adı geçince nabzın atışı arttı. Yüzü kızardı. Sarardı. Çünkü o Semerkand’lı bir kuyumcudan ayrı düşmüştü.”
“Şunu iyi bil ki, eğer gönlün sırlarına mezar olursa muradın çabucak hasıl olur.”
“Hz. Peygamber buyurmuştur ki, ‘Her kim sırrını gizlerse muradına çabuk erişir.”
“Bugün benim başıma gelen yarın onun başına gelecektir. Benim gibi bir adamın kanı nasıl boş yere akar?”
“Bu dünya bir dağa benzer. İşlerimiz, yaptıklarımız da seslenmek gibidir. Seslerimiz güzel de olsa, çirkin de olsa, dağa çarpar, döner yine bize gelir.”
“Bütün insanlar velileri kendi nefisleri ile kıyas ettikleri için yoldan çıkmışlardır. Bu sebepten ötürü Allah’ın seçkin kullarından pek az kimse haberdar olabildi.”
“Din yüzlerce kılıf içinde gizlenmiş bir sırdır. Dışı seninle uyum halindedir. Sana benzer. Ama içi seninle çekişmede, sana uymamaktadır.”
“Esasen câhil kişileri bir şeye inandırmak zor değildir ki…”
“Ey yardımcıların en güzeli olan Allah, feryadımıza yetiş!”
“Gamlı olduğun zamanda da, esenlik çağında da tam manasıyla Allah’a teslim olmaktan başka her şey hile ve tuzaktı.”
“Allah’ın bize ‘Şunu yap, bunu yapma’ diye emredişi, biz bunları yapalım veya yapmayalım maksadı ile değildir. Bize bizim aczimizi, zavallılığımızı bildirmek içindir.”
“Su gibi görünen fakat aslında yakıcı bir ateş âlemi olan şu dünyadan çık da ateşe benzeyen ateş gibi görünen suya dal.”
“Ateş İbrahim (a.s.)’a diş geçiremedi. Çünkü o Hakk’ın sevgilisi, seçkin kulu idi. Onu nasıl ısırabilirdi?”
“Bütün bu uğraşan, didinen insanların hepsi de tedbirlerinden, çalışmalarından âciz kaldılar, bir şey elde edemediler, sonra da Allah’ın emri ve takdiri ne idi ise o oldu.”
“Arı taze balla dolu petekler yapar; Allah o bilginin kapısını ona açmıştır.”
“Allah’ın ipek böceğine öğrettiği hüneri hangi fil bilir?”
No Comments