Mehmet Akif Ersoy’un “Nedir Ne Değildir” programını 20.7.2023 günü akşamı başlıkta belirttiğim TV Kanalı’nda izlerken çok olumsuz izlenimler edindim, bu izlenimlerim elbette ilk kez değildi. Yani beklemiyor değildim onun dile getirdiklerini. Hemen her konuşması Türkiye’nin ikinci büyük partisinin liderine lâyık / yakışır bulmadığım sözler olmuştur, hayret etmişimdir ama bu mülakatta duyduklarım daha bir haddini hududunu bilmez sözler ve iddialardı. Üstelik hak-hukuk gözetmeksizin siyasî iktidarı ve Cumhurbaşkanı’nı dilediği gibi itham etmesi had safhadaydı. Kendisine yönelik parti içi muhalefet ve eleştirel tavırlara ilişkin soruları hiç cevaplamadığı, uygun da bulmadığı halde Cumhurbaşkanı’nı sahtekârlık yapmakla ahlâk dışı hareket etmekle suçlayabiliyor. Elbette Cumhurbaşkanı’nın da onun bu suçlamalarına da başka konuşmalarında takındığı olumsuz ve suçlayıcı, karalayıcı tavırlarına da kayıtsız kalmadığı, kalmayacağı bellidir.

Ekrem beyden her nedense bu programda da ‘Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ sözü çıktı ağzından. Ne kadar etkilemiş olmalı ki o cumhurbaşkanlığı seçimi kendisini, ve kazanacağını ne kadar umuyormuş ki, kazanmış olsaydı Ekrem ve Mansur beyleri yardımcısı yapacaktı. onun için öyle diyor olsa gerek. Ama gaf; gaf yapmak da Ana Muhalefet liderine yakışmaz, değil mi? Dikkatli konuşmalı.

Zaman zaman Mehmet Akif Ersoy’la kendisi röportaj yapar gibi konuşuyordu.

CHP Cumhuriyeti kuran partidir deyip duruyor. “O ayrı bir konu” lâfını sıklıkla söylüyor.

“Erdoğan’ın yaptığı sahtekârlıklar” sözünü ikide bir tekrar edebildiği hâlde , haktan, hukuktan, demokrasiden bahsedebiliyor.

Mehmet Akif bey “HDP” deyince, “öyle bir parti var mı?” deyiverdi. M.Akif bey de özür beyan ederek “Yeşil Sol Parti” diye düzeltti.

“Olabilir, dünyanın sonu değil ki” sözünü sesini de ayarlayarak sıkça ifade ediyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde ahlâksızlık, sahtekârlık, yalancılık olduğunu ısrarla ve açıklıkla vurguluyor. Tekrar, tekrar. Ne cür’et!

Erdoğan’a gazetecilerin sordukları soruların önceden kendisine verildiğini bile söyleyebiliyor.

Kendisinin Türkiye’nin geleceğiyle ilgili çok önemli projeler ortaya koyduğunu iddia ediyor.

Hep bu kişi konuşurken CHP’nin İsmet İnönü, Kasım Gülek, Turhan Feyzioğlu gibi liderlerini düşünüyorum da günümüzdeki liderinin durumu, sarfettiği sözler beni daha bir düşündürüyor; bu düzey ve nitelikte bir liderle CHP nerede duruyor, hangi başarılara ulaşma ümidi taşıyor?

“Sarayın Türkiyesi” diyerek yalanlarından, sahtekârlıklarından (!) söz edip durduğu, Cumhurbaşkanı’na, bu kadar rahat ithamlarda bulunabilmesi elbette hayreti gerektirir ama kendisinin de güvenilir olmadığını; üstelik iftira etmenin, haksızlık etmenin kendisine bu denli kolay gelişine de hayret etmemenin imkânsız oluşuna vurgu yaparak bitireyim bu yazıyı.