Orman Y. Mühendisi olarak bazı iller ve ilçelerde Orman İşletme Müdürü olarak görev yapan babam Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde O.İ.Müdürü iken ben İlkokul 3. sınıfta idim. Bir gün bir posta memuru bir paket getirdi oturduğumuz lojmana. Paketi açtığımda postayla gelenin bir kitap olduğunu gördüm. Kitabın adı aklımda hâlâ: Taşralı. (Tabii büyüyünce ve okuma merakı ve alışkanlığı olunca Taşralı’nın yazarının Nurettin Topçu, onun da seçkin ve önemli bir felsefeci ve yazar olduğunu artık biliyordum.) Ama daha ilkokul 3. sınıftayken babamın Nurettin Topçu’dan ve yazılarından, kitaplarından haberdar olduğu gerçeğini düşünemiyordum bile.

Ne zaman ki büyüdüm ve yazarlara, şairlere ilgim oldu, giderek arttı bu ilgim, o zaman babamın ‘Taşralı’ kitabını postayla edinişinin şuuruna vardım. Tabii ki babamı o yönüyle de tanımış olmaktan mutlu idim. Sonraları da (ortaokul ve lise çağlarımda) Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu, Osman Turan, Osman Yüksel Serdengeçti gibi yazarlar ve şairlerin yazdıkları dergiler ve gazetelerle tanışıklığımız oldu ailece. Ama daha da büyüyünce (üniversite tahsili ve sonrası) babamın o daha ben çocukken Koyulhisar’da postayla getirttiği Taşralı romanını önemseyişini ve talep edişini çok büyütür oldum gözümde.

Merhûm babam sanata, edebiyata çok âşina mıydı, bizim şimdilerde önemsediğimiz şairleri, yazarları bizler gibi önemser miydi? Hayır, işte onun için, ben daha ilkokul öğrencisi iken o kitabı ve yazarını önemseyip postayla getirtmesi gözümde büyüyor.

İsmail Kara şimdilerde merhûm Nurettin Topçu’nun kitaplarını yayına hazırlıyor bir yeni isimle ortaklaşa. Nurettin Topçu merhûm, yaşım yetmişaltı iken yine aktüel ve gündemde. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Sevenleriyle birlikte.