William Chittick’in İbnü’l-Arabî’nin Kendi Fusûsu’l- Hikem Özeti olan NAKŞU’L- FUSÛS’undan (Tükçesi: Turan Koç, İZ Yayıncılık, 2023) bazı alıntılar
“Bir şeyin fass‘ı onun özü ve zübdesidir. (…) ‘Hikmet‘ hem şeylerin, bizatihi ne iseler o durumdaki gerçeklik, nitelik ve etkilerine ilişkin, hem de iradeye bağlı olarak yapılan iş ve eylemlerin (hikmete sahip olan biri tarafından yapıldığında) şartlara uygun bir şekilde yapılmasını gerektiren bilgidir.”
” El-İlâhiyye (‘ilâhilik‘ ya da ‘Allah‘ ismi) bütün İlâhî isim ve sıfatların mertebelerini kuşatan mertebenin, yani varlık katı ya da düzeyinin ismidir.
O bakımdan, ‘Allah ismine ait hikmetin özü‘ Ulûhiyet mertebesine ait bilgi ve marifetler bütünüdür veya bu bilgi ve marifetlerin yazıldığı yerdir, yani Kâmil İnsan’ın kalbi. Bu yüzden, bu bölümün başlığının ifade etmek istediği şey bütün bu bilgi ve marifetlerin özünün ya da bunları alma kabiliyeti olan mahallin Âdem’in kelimesinde gerçekleşmiş olduğu hususudur. Bu kitapta ‘kelime‘ ile ifade edilmek istenen, ayırt edici özellikleri bakımından söz konusu peygamberin bizzat kendi özü (ayn) ile ona ve ümmetine Allah tarafından bahşedilmiş olana şeydir.
Bilmen gerekir ki en güzel ilahî isimler, esas itibariyle 99 ya da 1001 olarak kabul edilse de, tek tek, yani bütün ayrıntısı ile düşünüldüğünde, sayı ve hesabın ötesindedir; zira isimler, ‘Allah‘ isminin mümkün varlıkların (mümkinât) gerçekliklerindeki taayyünleridir (belirlenimleri) ve bu taayyünler de mümkün varlıkların sonsuz olmasından dolayı sonsuzdur; bizatihi ya da özleri gereği kendi görünmez ışıklarına bir ayna ve gizli sırlarına bir tezahür mahalli olması için âlemin var olmasını isterler.
(…)
Sufilerden
No Comments