İmkân, Mümkün ve tercih
“Tasavvufun bir yandan ilim öte ferdî ve içtimaî hayatta etkin bir kurum olarak teşekkülü, bazı sorun ve tartışmaları beraberinde getirmiştir. Bunların başında ise tasavvufun anlam ve içeriğinin tesbiti gelmiştir. Sorunun tezahürü, tasavvufî hayatın mahiyetiyle ilgiliydi ve onun bilimlerle ilişkisi; bilim sınıflamasındaki yeri meselenin özünü oluşturmuştu. İlk dönem tasavvuf yazarları konu üzerinde durmuş, tasavvuf ve sûfî terimlerinin dille ilgili analizinden hareketle çeşitli görüşler ileri sürmüştür. (dipnot 28: Tasavvufun genel ve bağlayıcı bir tanımını yapmak güçtür. Bununla birlikte çeşitli eserlerde tasavvuf ve sûfî terimleri hakkında tanımlar yapılmıştır. Misal olarak bazı sûfîlerin tanımlarını anabiliriz. “Tasavvuf, hakîkatlere sarılmak ve yaratıkların elindekilerden yüz çevirmektir.” (Ma’rûf Kerhî) Rüveym b. Ahmed Bağdâdî’nin tanımı: “Tasavvuf üç haslet üzerine kuruludur: Fakr ve iftikâra sarılmak, cömertlik ve îsârı huy edinmek, ihtiyâr ve itirazı terk etmek.” (Bkz. Kuşeyrî,Risâle, s.126-127. Rüveym’in bu tanımı tasavvufun esasını oluşturan üç haslet olarak kavramlaştırılmıştır. Bkz. Kâşânî, Letâifü’l- a’lâm fî-işârât-i ehli’l-ilham, s.502. Başka tarifler için bkz. Hucvîrî,, Keşfu’l- mahcûb, s. 228 vd. Kelâbâzî, Ta’arruf, thk. Abdülhalim Mahmud, Bağdat,1960, s,45, a. mlf., İslam tasavvufu : Lüma’, Çev. H. Kamil Yılmaz,1996, S.24.

No Comments