“Pergelden Neyi Bekledik De Ne Verdi?”
İsmet Özel‘in ciddî sağlık meseleleri sebebiyle olsa gerek epey bir aradan sonra İstiklâl Marşı Derneği İnternet sitesinde (kendi ifadeleriyle: internet portalinde) 30 Ramazan 1441 (22 Mayıs 2020) tarihli bir yazısı yayınlandı.
Üst başlık(serlevha): Pergelin Yazmaz Sivri Ucu; Başlık: Pergelden Neyi Bekledik De Ne Verdi?
Bu yazının birkaç yerinden alıntılar:
“Düşeriz ve düşünürüz. Düşme hâdisesi insanın hayat macerasında en eleştiriye açık durumu ifade eder. Zihni bir şeye takıldığı için mi, dalgınlıktan, takılmadığı için, fikri sabite husumeti sebebiyle mi düştü? Nerede yürüdüğüne dikkat etmiyor mu? Başına bir şey geleceği içinde gizli bir korku mu? Bunların hepsi çocukça şeyler veya bir şeye çocukça deyişimiz o şey hakkında ‘ambalajlanmış bir ifade’ bulamayışımızdandır. (…) Çocukların hareketlerinin hepsi yürüme ve konuşma dâhil öğretilmiştir. Bu bakımdan çocukça bir şey hiç yok ve olmadı. (…) Düşmek düşünmeği zaruri kılar. (…)
Türkiye Cumhuriyeti’nde yönetici bilinen kimselerin Türk vatanına ne yaptıklarını bilsek çocuğunu öldürmenin hangi türden suçlar arasında yer alacağı hususunda bir bilgimiz olurdu. (…) Zoru gördüğümüzde hangimiz hangimize sahip çıkacak? Türk milletinin can ve mal emniyetine kefil olduğunca ayakta durabilen devlete olan güvenimiz bizi bu günlere getirdi. (…) Dua edelim: Düşmeseydik düşünmeyecektik. Bugün Türklerin vatanında bir mesele varsa o meseleyi düştüğümüz halde düşünmeyişimiz doğuruyor. (…) Kâfiriyle Müslümanıyla düştüğümüz en büyük yanlış pergelden bir beklentimizin olmasıdır. Çok gayret gösterdikleri halde ressam sırasına giremeyenlerin hatası da gördüklerini resm edebilecekleri zannına kapılmalarıdır. (…) Gerçek ressam önüne çıkan cemat, nebat, hayvan, insan figürlerinin varlıktan, varoluştan ötede bir şeyi ifade ettiği eğilimini tınmaz. (…) Ressam da tıpkı şair, besteci, mimar, ordu komutanı gibi kendisine can verenle temas halindedir. (…) Türk vatanı üzerinde bir muhalif çevre tesis edilmiş değil. (…) 1934’te Nobel barış ödülüne Venizelos tarafından aday gösterilen Mustafa Kemal’i göklere çıkararak muhalefet yapıldığı hastalığı AKP düşmanlarının marifetidir. (…)
Bir emekli başkomser oğlu olarak Türk şiir dünyasında zirveden geriye bir adım bile atmadım. (bold yazma bana âit -a.a.-) (…) Müslümanlık benim sayemde siyasi bir dolap olmaktan sıyrılıp hesap vermeğe hazır, hesap sorma olgunluğunda bir siyaset anlayışı haline geldi. (…) Benim bir iç dünyam vardı ve bu dünya yeryüzü çapında dönen dolaplara meydan okuyordu. (…) Pergelin verdiği kusursuz daire sanata dokunma hissine sahip olanın iç dünyası farz edilmelidir. (…)”
No Comments