“Niçin tarihe gömülmüş totaliter rejimlerin ürettiği ufuklardan bahis açma zorunluğu duyuyorum? Bunu bilhassa yaşadığımız günleri anlayabilmek için yapıyorum.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında çıkan “BOL KESE BOŞ KESEDİR” başlıklı ve 1 Şaban 1443 (4 Mart 2022) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IsmetOzel?Id=112&KatId=7) birkaç yerinden yapacağım alıntılamalardan (başlık da aynı yazının başlarından bir alıntı) oluşacak bu yazı.
” Rusya’da Çarlık düzenine son veren Bolşevikler değildi. Kurtarılması gereken yerin Rusya değil dünya olduğuna hükmedenlerin hedefinde dünya ihtilâli vardı. Bolşevikler bütün dünyanın Rusya’yı örnek alacağına inanmasalar nefes alamazlardı. Faşistler modern çağ tarafından imal edilmiş İtalyanlara Roma İmparatorluğunu geri verecekti. Naziler Almanlara bin yıllık hayat sahası vaat ediyordu. Neler söylüyor, hangi telden çalıyorum ben? (Devamı olan iki alıntı cümle başlıkta.) Yaşadığımız günler elektronik teknologi üzerinden insanın içine işlemiş acımasızlığı yaradılışın en sahici kısmı gibi gösterme çabalarıyla dolu.
Bu çabalarda isabet bulmak herkesin içine düştüğü tuzaktan doğuyor. Dikkatinizi Turgut Özal’lı yıllarda zihinleri meşgul eden ‘alternatifsizlik’ kavramına çekmek isterim. (…) Yerinde suali nelerin döndüğüne değil, nelerin döndürüldüğüne odaklandığımız şartlarda bulabiliriz.
Osmanlı devlet ricali iki etnik unsurdan yeniçeri ocağına oğlan devşirmekten imtina etti. Gayri-Müslim Araplar ve Grekler. Niçin bu iki unsur? Çünkü her ikisinin de geçmişinde hesap dışı tutulamayacak devlet tecrübesi var. (…)
İngiliz emperyalizmi yürürlükte olmasaydı ne Yunan kuvvetleri İzmir’e çıkabilecek, ne de emperyalizme yem olacak Araplardan bahis açabilecektik. Bolşevikleri, Faşistleri, Nazileri de zikre gerek duymayacaktık. (…) Kurulu düzen hegemonyasının kurbanlarının yanı sıra bir de dünyanın süsünden yansıyan her parıltıyı ümidi haline getirmiş insanlar var. Bunlar da karşımıza sanatçı, bilgin, filozof ve giderek devlet adamı kıyafetinde çıkıyor.
(…) Bütün beşeri bozukluklar dünyanın süsünden yararlanmak isteyenlerin eseridir dememiz yanlış olmaz. İnsan ilişkilerinin akışına sıhhat getirecek şey bir tür bilgi olmalı. Batı Medeniyeti işin içinden İbranî-Hıristiyan kültürü üzerinde yükselmiş bir birikimi esas alarak sıyrılmak istedi ve hâlâ istiyor. Bilgiyi ahlâktan koparmama ciddiyetine ulaşmış kişiler temelinde matematik oranlama bulunan bilginin iflâs ettiğini yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde fark ettiler. (…) O halde İstiklâl Marşı’nın tek dişi kalmış canavar benzetmesini yaptığı bu medeniyet niçin hâlâ ayakta? Türkiye Cumhuriyetinin görünmeyen gerçek idarecileri Batı’nın çöpe atmağa hazırlandığı her şeyi Türkiye’de baş tacı ediyor. Bunun sonucu bir çöplük müzesinde yaşamak ideal haline geliyor.
(…) Karamsarlığımız direnmekten geri durmamız değildir. Müslüman kaldığımız müddetçe karamsarlık yerini ye’se bırakmayacak. Allah’tan ümit etmeği bilenler karamsarlığın kötümserliğe dönüşmesine fırsat vermeyecek. Sahte iyimserlik derin kötümserliğin dışa vurmasından başka bir şey değildir. (…) “
No Comments