Fütûhât-ı Mekkiyye 16. Ciltten bazı alıntılar
Muhyiddin İbn Arabî’nin bu eseri Ekrem Demirli tarafından 18 cild olarak Türkçeye çevrilmiş ve Litera Yayıncılık’tan yayınlanmıştır. 2011 baskılı 16. Ciltten yapacağım bazı alıntılamalar bu yazıyı oluşturacak.
“Allah’ı -O’nunla değil- nefislerine göre birleyenler tevhide şirk katanlardır.” (s.18)
“Yaşadığı günü kınayıp dünü överken insan hep aynı insandır: Dünü yaşarken de onu kınayıp bir önceki günü övmekteydi. Bu hep böyle devam eder.” (s.21)
“ İlahi şe’n (iş) farkında olmadıkları yönden kendilerini harekete geçiren sebeptir.” (s.21)
“Kim Allah karşısında takva sahibi olursa, ‘Allah’ isminin genişliğine çıkar ve o ismin genişliğiyle birlikte genişler; bu genişliğin ardında darlık bulunmaz.” (s.22)
“(Takva sahibi olup olmadığı hususunda) Kendini sınamak isteyip bu hususta işin özünü kavramak isteyen, rızkı hakkındaki bilgisine bakmalıdır: Rızkının ne olduğunu (kendine nereden geldiğini) bilmeyen insan, darlıktan genişliğe çıkmış kişidir. Bu durum ‘Allah onu hesap etmediği yönden rızıklandırır’ (et-Talak 65/3) âyetinde belirtilir.” (s.22)
“Hz.Peygamber şöyle der: ‘Allah Âdem’i kendi sûretinde yarattı.’ İnsanın içinde / bâtınında değişme bulunurken zâhiri sâbittir. Zahirinde kendisinde bulunmayan bir organ ona eklenemeyeceği gibi insan bâtınında da bir halde kalamaz.” (s.25)
“Çokluk varlıkta/gerçekte değil, nispet ve hükümlerdedir.” (s.27)
“Hıyanet üç türlüdür: Birincisi Allah’a ihanet etmek, ikincisi peygambere, üçüncüsü emanetlere ihanettir.” (s.34)
“Âlemdeki her şey Allah’ın âyetidir, çünkü her şey O’na delildir.” (s.43)
“Muhammed el- Merakeşî’yi kasdederek, ‘karşılaştığı bütün güçlükleri ve sıkıntıları ferahlık ve tebessümle karşılar, sıkıntılar bize göre ondan uzaklaşır görünürdü; o ise bir sevinçten başkasına, bir mutluluktan başka bir mutluluğa geçerdi. Kendisine ‘İnsan tabiatına nâhoş gelen hâdiselerin sana ulaşması hakkında ne düşünüyorsun.?’ diye sorunca şöyle demişti: ‘Başlangıçta sabrettim. İlahi hüküm karşısında gösterdiğim sabır hakikati müşahede etmemi sağladı. Müşahede ise beni her türlü hükümden alıkoydu. Artık her şeyi Allah ile görüyorum. (…)” (s.47)
No Comments