“Gerekçedir sığınağımız.”
İsmet Özel‘in İstiklâl Marşı Derneği internet portali İsmet Özel Köşesi’nde ALIN TERİ GÖZ NURU üst-başlığı altında TEK KUTUPLU DÜNYA başlığıyla çıkan 28 Ramazan 1444 (19 Nisan 2023) tarihli yazısının (http://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/ IsmetOzel?Id=170&Katld=7) hepsi düşündürücü ve etkileyici olan ifadelerinin bazılarını alıntılamakla (bunlardan ilki o yazının üçüncü paragrafından bir kısa cümle alıntı olarak bu yazının başlığını teşkil ediyor) bu yazı oluşacak.
“Bazı insanların diğer bütün insanlardan üstün olduğu fikrine milliyetçilik diyoruz. Yanlış bir şey mi milliyetçilik? Elbette yanlış. Milliyetçilik İslâm’a ters mi? Elbette ters.”
“Biz Müslümanlar dinimiz gereği insanların bir tarağın dişleri gibi birbirlerine benzer olduklarına inanırız. İnsanların takvası üstün olmalarını sağlar; ama İslâm bu değerlendirmeyi Allah’a bırakmıştır. (…)”
“(…) Millete mensup olanların müşterek aldanışlarıyla millet tezahür ediyor.”
“Biz Müslümanlar dinimiz gereği insanların bir tarağın dişleri gibi birbirlerine benzer olduklarına inanırız. İnsanların takvası üstün olmalarını sağlar; ama İslâm bu değerlendirmeyi Allah’a bırakmıştır. İnsanlar kimin gerçekten takvaca üstün olduğunu kıyamet gününde öğrenir.”
“Lincoln’a göre insanların tümü bir süre aldatılabilirmiş.”
Ben bunun imkân dahilinde olduğunu sanmıyorum. İnsanların tümünü kısa bir zaman içinde bile olsa aldattığını söyleme cesareti kimde var?”
“ABD olarak iki yüz yıldır dünyayı haraca bağladıkları aklımızın köşesinden bile geçmiyor.”
“Yeni kıta Avrupalılar tarafından keşfedilmesinden bugüne Amerika’yı haklının güçlü olduğu yer olarak tanımıyoruz. Orada hem bileği ve hem de finans imkânları bakımından gücünü gösteren, hiçbir kayıt ve şart tanımaksızın haklıdır.”
(…)
“Haklı olmak ne demek? Bir yalanı gerekçelendirmiş insana haklı mı diyeceğiz? Hepimiz bu gülünç duruma düşmüş durumdayız. (…)” Bu yazının başlığı olarak alıntılanan cümleden sonra: “Küçük yalanlara gerekçeler bulmamız bizi devasa yalanları baş tacı etmeğe sürüklüyor.”
“Günleri, ayları, yılları Soğuk Savaş yalanıyla geçirmiş olmak utanç vermiyor bize. Neden? Çünkü Allah’a hesap vererek temizlenme duygusundan çok uzakta bir hayata hapsedilmişiz.”
“Aklımıza zekâtın temizlenme anlamı taşıdığı takılıyor mu?” (…)
“İnsanların para değil kir biriktirdikleri inancının toplumda önce zuhur etmesine, sonra da en yaygın inanç haline gelmesine uğraşmalıyız.”
“İnsanların para değil kir biriktirdiklerine atıf yapmak kapitalizme cepheden saldırmaktır.”
“(…) Sözün kısası zekâtı verilmemiş kazanç arıtılmamış, temizlenme safhası geçirmemiş bir geliri ifade eder. Sermayenin birikmesi demek, kirin birikmesi demektir. Akıldan çıkarmayalım ki, sermaye birikmekle kalmaz ve süratle tekelleşir. (…) Birikmemiş mali güce henüz sermaye demiyoruz. (…) Sermaye her ülkenin ve her kültürün bünyesinde farklı bir birikme türü ve tarzı üretmiştir. Mesela Türkiye’de 1950-1960 arasında ulaşım sektöründe bir sermaye birikimi türü ortaya çıktı. Bunun farkına iktisatla ilgilenenler 27 Mayıs 1960 sonrası vardı.”
“Bugünün dünyasında mali ve ekonomik yapılar sanıldığından çok daha karmaşıktır. (…)”
“Kâr bölgesi bulut altında olduğuna göre tüketime zorlanan insanların bir disipline ihtiyaçları var. Kurduğum bu cümleyi beğenmedim. İnsanların tüketime zorlandıkları doğrudur; ama zorlanıştan zevk alıyor insanlar. (…) Demek ki dünya hayatının tehditten ve para babalarının tasallutundan arındırılması lâzım. (…) Hitler’in propaganda bakanı Göbels bir yalan ne kadar büyük olursa ona inananlar da o kadar çok olur demişti. II. Dünya savaşı galipleri bu fikri rehber kabul etti. Biz Hür Dünya vatandaşlarının SSCB ve uydularının DemirPerde arkasında yaşadıklarına inanmak kolayına gitti. Soğuk savaşın dehşetini iliklerimizde duyduk. SSCB haritadan silinince bu sefer dünyanın artık tek kutuplu olduğunu söyleyenler çıktı. Ne var ki buna ikna olan veya inanan çıkmadı. Dünyanın tasvirine hasrettikleri kuyruklu yalanlar herkesi bıktırmıştı. Bıkkınlıkla idareten yaşıyoruz.”
No Comments