Fütûhât-ı Mekkiyye 18.(son) Cild’den alıntılar

 

Korku hakkında ilâhî tavsiye: Allah şöyle der: “Ey Âdemoğlu! Malın fazlasını harcarsan senin için daha hayırlıdır. Elinde tutman ise senin için kötüdür. Veren el alan elden hayırlıdır.” (s. 390)

Bu tavsiye Hz. Peygamber’in kudsî bir hadisle Allah’dan aktardığıdır: “Evlerimden herhangi birisine girerken selim kalblerle, doğru dillerle, temiz ellerle, temiz cinsel organlarla girin. Bir evime kullardan birine haksızlık yapmış bir halde girmeyin.” (s. 390)

“Kul benim huzurumda namaza durduğunda haksız bir şekilde aldığını hak sahibine ulaştırmadığı sürece, onun namazını kabul etmem.” (s. 390)

“Allah şöyle buyurur: “Ey Âdemoğlu! Dünya sana üç korku verdi; fakirlik, hastalık ve ölüm! Yine de onun (dünyanın) peşinde koşarsın.” (s. 390)

Allah, yanında Cebrail bulunurken Hz. Peygamber’e şöyle vahyetti: “Dilersen nebi ve kul ol; dilersen nebi ve melek ol.” Hz. Peygamber Cebrail’e baktı, Cebrail ona tevazu göstermesini ima edince şöyle dedi: “Ben bir kul- nebi olayım.” Hz. Peygamber şöyle der: “Melek- Peygamber” demiş olsaydım, benim karşımda dağlar altın ve gümüşe dönmüş olarak yürüyecekti.” (390-391)

“Allah şöyle buyurur: “Kim bir velîm hakkında bana saygısızlık yaparsa, ona savaş açarım.” Bir rivâyette de “ona savaş ilan ederim” denilir.” Allah şöyle buyurur: “Ey Âdemoğlu! Benim ihsânım sana inmişken senden bana kötülük yükselmiştir. Ben nimetlerle sana kendimi sevdiririm, sen de her gün işlediğin günahlarla beni senden soğutursun. Her gün saygın bir melek senin kötü fiilini bildirmek üzere bana gelir.” Ey Âdemoğlu! Beni murakabe etmiyorsun ( gözönüne almıyorsun). Oysa ben sıkıntı veren bir rab değilim.

Tavsiye: Dünyaya düşkün insanın azarlanması hakkında Allah şöyle buyurur: “Ey Âdemoğlu! Dünya sana üç korku verdi; fakirlik, hastalık, ölüm! Yine de onun peşinden koşarsın.”

Allah yanında Cebrail bulunurken Hz. Peygamber’e şöyle vahyetti: “Dilersen nebi ve kul ol, dilersen nebi ve melek ol.” Hz. Peygamber Cebrail’e baktı, Cebrail ona tevazu göstermesini ima edince şöyle dedi: “Ben bir kul-nebi olayım.” Hz. Peygamber şöyle der: Melek-peygamber demiş olsaydım, benim karşımda dağlar altın ve gümüşe dönmüş olarak yürüyecekti.

Allah şöyle der: “Kim bir velîm hakkında bana saygısızlık yaparsa, ona savaş açarım.” Bir rivâyette de “ona savaş ilan ederim.” denilir. Şöyle demiştir: “Benim katımda en sevimli ibadet nasihat yani samimiyet ve ihlastır. Allah şöyle buyurur: “Ey Âdemoğlu! Benim ihsânım sana inmişken senden bana kötülük yükselmiştir. Ben nimetlerle sana kendimi sevdiririm, sen de her gün işlediğin günahlarla beni kendinden soğutursun. Her gün saygın bir melek senin kötü fiilini bildirmek üzere bana gelir.” Ey Âdemoğlu! Beni murakabe etmiyorsun. Bilmiyor musun ki sen gözlerimin önünde bulunmaktasın. Ey Âdemoğlu! Yalnız kaldığında veya şehvetinin peşinde koştuğunda beni hatırla, kalbinden onları çıkartmamı iste, seni günahtan korumamı dile; şehvetleri sana kötü göstermemi, itaati kolaylaştırmamı, onu sana sevdirmemi, gözünün önünde itaati süslü göstermemi benden dile. Ey Âdemoğlu!”

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked