İsmet Özel’in kitaplarından / yazılarından bazı alıntılamalar (1)

 

Kim olursak olalım hayatta kalabilmek için bir şeyleri sabitleyerek yaşarız. Tumturaklı insan sabiteleri dışardan farkedilmiş insan demektir. (…) Eğer gerçekten varsa ‘edebiyat’ değerini şiirde ispat eder. İnsanlığın bir halden diğerine geçmesinin şiirle alış verişini hesap dışı tutmuşsak varacak yerden olmuşuz demektir. (…) Varlığının hazmı hiç kolay olmadığı halde modernliği gözden çıkaramayanlar post-modern tabirini icat ederek yola devam yolunu elden bırakmadı.

(…) Alnı açık yaşamanın yolunun hükümranlıktan geçmediği fikri serpilip gelişmedikçe günlük hayat alçalmasını önleyemezler. Şiir günlük hayattaki hazineye delil olmaktan uzakta otağ kurmuşsa kimseye öte dünya fikrini izah edemezsiniz. İzahtan uzaklaşma insana ne yapar? Düşüşü normalleşme kılığına sokar. (…) Ağırlığını kolluk güçlerin taşıdığı bir sosyal hayat bizi bekliyorsa bunu rüşvetle işleyen bir mekanizmaya icbar edileceğimizin işareti sayabiliriz. Şiir fertlerin yükseliş göstergesi olabilir mi?

Bu suale cevabı şiirin kanlı canlı halinde bulabiliriz. Şiirin hayatiyeti yazıldığı dilin nüfuz gücüne kenetlidir. (…) Şiir insana kolayca ele geçen şeyler aracılığıyla aşkınlık verir. (…) Modernliğin varlığı ihmal edip şahsı parlatması karşısına şiirle çıkıldı. Baudelaire buna örnek oldu. Varlık ihmal edilmeği kaldıramaz. Pergelin yazmaz sivri ucu batacak yer arar. Sanatçının merkezi olarak bildiğimiz yer orasıdır. (…) Sanat eseri mükemmele niçin yönelir? Çünkü teselliye muhtaç olan sanatçıdan başkası değildir. (…) herkes kendinden önce çiğnenmiş toprağa kendinden önce ne verildiğine dikkat etmelidir. Bu yönüyle ABD şairleri de yüzüne bakılır şeyler yazmalarını af dileyen tavırlarına borçludur.

(…) Dönüşümün şiirinden geçmek suretiyle şiirin dönüşümüne vardığımı söylemeğe kimin cesareti var? Her ne kadar hayatımı şiirin tazeliğine vakfetmiş biri olsam da hiçbir dönüşümün tutkunu olmadığımı iddia edebilirim. Kaderin cilvesi beni her siyasi kımıldanışı yeni ve müspet bir oluşumun habercisi gibi karşılamağa zorladı. Ben ilk mektebe kayıt olduğum yıl Demokrat Parti genel seçimleri kazandı. TBMM’yi hayrete sürükleyen bu gelişimin tarihi 14 Mayıs 1950’dir. On yıl sonra Türk tarihini kıskaç içine alan 27 Mayıs 1960 günü ise Lise ikinci sınıfta idim. Sonraki yarım asır boyunca zihnim kendi memleketimin diğer memleketler karşısındaki yeriyle meşgul oldu. (…) Bir kelime olarak Türkiye kelimesine bu kadar çabuk neden alışıldı? (…) Hâsılı, ne benim ülkem düşüncemde eksen rolü oynuyordu, ne de bir başkasınınki. Şiir benim için tutunulmağa değer bir dünya haline girince yazdıklarımın dönüşüme ayak uyduranları ilgilendirdiğini düşünmeğe açıldım.

Açıldım ve bu hiçbir millî tedbiri tanımayan açık denize vasıl olmama sebep olmadı. Oynanan oyunun hem dışında, hem de en ortasındaydım. İsmet Özel’i şiir olayının vazgeçilmezi saymak onun fikir dünyasını hesaba katmadan mümkün olamıyordu. Şiir sahasında fikriyat belirleyici miydi? Tezli bir şiir mi yazmış ve/veya yazma yoluna mı koyulmuştu İsmet Özel? Şiirlerimi onu öyle sanarak okuyanlar karaya oturdu. (…) Suları yara yara ilerlemek modernlere mahsus değil. Tarih içinde biz Türkler tıpkı yelkenli, kürekli gemiler gibi suları yara yara ilerledik. Yardığımız sular yabancıların, ecnebilerin sularıydı. Geri çekilmemiz işlediğimiz hataların ceremesidir. Ahiret hesaba katılınca hiçbir sahici tarafı yoktur. İslâm’ın gerilemesini Napolyon’un Mısır’ı ele geçirmesiyle başlatanlar hata işlemedi. Bu tarzda gerileme daha XVI. yüzyılda yüzümüzü Batı’nın başarılarına çevirmezsek mahvımız yakındır diyenlere mahsustur. Osmanlı hanedanının gerilemesini bütün cemaate hasretme hatası o cemaatin hatasıdır.

“Yeter söz milletindir” şiarının ömrü on yıl sürdü. Milletin sadakat sözünün kıymetini bilmesine 27 Mayıs 1960 hareketi yasaklama getirdi. Neden bunun, bu yasaklamanın millet olarak zamanında farkına varamadık? Çünkü sağcıların önüne nurlu ufuklar, solcuların önüne sosyalizm konmuştu. Türk milleti kendini öyle büyük imkânlara hazırlamalıydı ki, “Yeter söz milletindir” şiarına bir mugalata değeri biçilebilsin.

(İsmet Özel’in 13 Şevval 1441 / 5 Haziran 2020 tarihli “Dönüşümün Şiirinden Şiirin Dönüşümüne” başlıklı yazısından, “Pergelin Yazmaz Sivri Ucu” adlı kitabı ( TİYO Yay., Ağustos 2021 I. Baskı, s. 71-74)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked