Güncel hâdiseyle ilgili önemli ve sıra dışı bir yazıdan…

 

“(…) Hedefi imha etmek için tam bir acımasızlıkla saldıran, kan dökmekten, masumları katletmekten çekinmeyen gözü dönmüşlük hali ancak mistik bir bağlanma ile açıklanabilir.

Ne var ki uğrunda ölümü ve öldürmeyi göze aldıkları ne davaları, ne değerleri ne de onu temsil eden somut varlık aşikardır. Her şey gizli, saklı, müphem.

Bu aşamada kendini feda etmenin mistik boyutu ne hayatlarına yansır ne de kişiliklerine. Adanmışlık halinin son derece hastalıklı bir tezahürü ile karşı karşıyayız. Bir yönüyle son derece sentetik hatta materyalist diyebileceğimiz bir aşkınlık halinin tezahürü göz önüne alındığında seküler bir kamikaze formu söz konusu. Adanmışlık ruhunu besleyen her hakikat veya hakikat iddiası onun her aşamada tezahürünü gerekli kılar. Bu durumda ise kendi hakikatini geriye çeken hatta inkar eden, giriştiği hiç bir eylemi savunmayan, sürekli maskelenmiş bir yüz taşıyan ve bunu örgütlü bir stratejiye dönüştüren yapı söz konusu.

(…) Her tür tahribat her tür yöntemle icra edilebilir. Bu aşamada hiç bir hakikat ve değer gözetilmeden eylem yapılır. Adeta ömür boyu bir yaşama biçimi haline getirilen, sürekli maskeli yaşamanın ahlak haline getirildiği bir örgütlenme modelinden söz ediyoruz.

Bu nedenle 15 Temmuz darbesinden sonra hiç kimse bu yaptıklarını açık ve net biçimde savunup arkasında durmayacaktır; psikolojik olarak çöküş yaşayanlar hariç. Diğer kesim yine aynı maske ile kaldıkları yerden devam edeceklerdir. Zira bu anlayış için hiçbir değer ve hakikat tezahür ediş biçimi ile ahlakilik; elde etmek istedikleri sonuç, yani başarı kadar önemli değildir.
(…)” (Akif Emre)
(alıntıların ait olduğu yazıyı okumak için tıklayın)

No Comments

Leave a Comment

Please be polite. We appreciate that.
Your email address will not be published and required fields are marked